Romancı cumhurbaşkanı olursa…

‘’Cumhurbaşkanına hakaret’’ davasında ifade veren yazar Ahmet Altan ‘’Erdoğan’la ben yasalar önünde eşitsek dava düşürülmeli’’ dedi

PUNTO24

02.03.2017

 Gazeteci-yazar Ahmet Altan, kapatılan Bugün TV isimli televizyon kanalında geçtiğimiz yıl katıldığı bir programda kullandığı ifadelerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmekle suçlandığı davada hâkim önüne çıktı.
 
İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya SEGBİS yoluyla başka bir davadan tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden katılan Altan, savunmasında söz konusu programdaki ifadelerinin eleştiri niteliğinde olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “fiili başkan” olduğunu kendi ifadeleriyle itiraf ettiğini, kendisinin de “fiili başkana” ve fiili başkanlığın yol açtığı hatalara yönelik eleştirilerde bulunduğunu söyleyen Altan, bu eleştirilerin hakaret gibi sunulmaya çalışıldığını savundu.
 
Bu savunmasını bir örnekle açıklayan Altan, şöyle devam etti:
 
“Ben bir romancıyım. Diyelim ki ben siyasete heves ettim, seçimlere girdim ve cumhurbaşkanı seçildim. Şimdi bir eleştirmen çıkıp benim ‘berbat bir roman yazdığımı ve çok kötü bir yazar olduğumu’ söylerse, bu eleştirmen ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten yargılanır mı? Benim cumhurbaşkanı olmam, yazdığım romanların eleştirilmesini suç haline mi getirir? Cumhurbaşkanı olmam beni hiçbir şekilde eleştirilemez bir konuma mı yerleştirir? Beni ve kitabımı eleştiren eleştirmeni ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ yargılamaya kalkmak, hukuku kandırmaya yönelik bir el çabukluğu olmaz mı? Tam olarak bir el çabukluğu, bir göz aldatmacası olur.”
 
‘’Erdoğan bu konuda benimle aynı fikirde’’
 
Cumhurbaşkanına yaptığı eleştirilerin hakaret kapsamında değerlendirilemeyeceğini söyleyen Altan, ‘’Üstelik, Recep Tayyip Erdoğan da bu konuda benimle aynı fikirde’’ dedi.
 
Altan, daha sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisi aleyhine Profesör Baskın Oran’ın hakaret suçlamasıyla açtığı tazminat davasında verdiği savunmada aynı hususu dile getirdiğini belirtti. Kendi aleyhine açılan davada mahkemeye gönderdiği dilekçede, Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü içtihatlarını örnek gösterdiğini ve ‘’ifade özgürlüğünün devletin veya nüfusun bir bölümü için şok edici veya rahatsız edici düşünceler için de gerekli olduğunu’’ savunduğunu belirten Altan, bu konuda Erdoğan’la aynı fikirde olduğunu söyledi.
 
Mahkemenin bu savunma üzerine Erdoğan’ın akademisyenler hakkında “alçak, zalim, kapkaranlık, cahil, vatan haini, ahlaksız, ruhu kirlenmiş” türünden sözlerinin doğal olup hayatın akışı gereği olduğuna karar verdiğini ve davayı reddettiğini hatırlatan Altan, “eğer Türk yasalarında şahıslara ayrı ayrı uygulanan yasalar yoksa, eğer Recep Tayyip Erdoğan ve ben ve 80 milyon insan yasalar önünde eşitse, Erdoğan’ın çok haklı savunması gereği benim için açılan bu davanın da reddedilmesi ya da beraat ile sonuçlandırılması gerekir” dedi. 
 
Cumhurbaşkanı şikâyetinden vazgeçmedi
 
Altan, 1 Eylül 2016 tarihinde Bugün TV’de katıldığı programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a alenen hakaret etmekle suçlanıyor. Savcı iddianamesinde Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 299. Maddesi uyarınca Altan’ın 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep ediyor.
 
Duruşmaya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vekili olarak katılan Avukat Ömer Faruk Karagüzel, Altan hakkındaki şikayetlerinin devam ettiğini ve Altan2ın hakaret suçundan cezalandırılmasını istediklerini söyledi. Davanın bir sonraki duruşması 20 Haziran’da görülecek.
 
Altan ve kardeşi Mehmet Altan Eylül ayında göz altına alınmış, 12 günlük gözaltı sürecinin ardından iki kardeş de “terör örgütü üyeliği” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya çalışmak” suçlamalarıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişlerdi. Beş aydan fazla bir süredir tutuklu bulunan Ahmet ve Mehmet Altan hakkında iddianame henüz hazırlanmadı.