Soma’da yurttaş gazeteciliği

Dijital okuryazarlığın taşraya doğru gidildikçe nasıl zayıfladığını Soma’da gördük…

P24

19.05.2014

Gezi Direnişi’nden bu yana yükselen yurttaş gazeteciliği pratiklerinin çoğu Soma’da görülemedi. Neden?

1- Geleneksel medya kanalları devreye girdi. Özellikle Doğan Medya grubu yayın organları, ama en az onlar kadar etkili olarak Hayat TV, Halk TV ve IMC TV gibi alternatif medya denebilecek ama bir yandan da geleneksel medya kanalları olan yayın organları yurttaşlara haber sunabildi. Aslında görülüyor ki profesyonel gazeteciler işlerini yaptıkları zaman onlara talep her zaman olacak. Çoğu durumda ana haber kaynağımız onların ürettiği veriler oldu.

2- Tabii, yukarıda bahsedilen yayın organlarına yine de çoğunlukla internet üzerinden ulaştığımız da not düşülsün.

3- Dijital okuryazarlığın büyük şehirlerden taşraya doğru yayılışındaki yavaşlık. İstisnalar olmakla beraber Somalı vatandaşların bizzat sunabildiği haber materyalleri yok denecek kadar azdı.

4- Yukarıdaki durum dijital okuryazarlığa bağlanabildiği kadar başka etkenlere de bağlanabilir. Küçük bir şehir üzerinde devletin öyle bir tahakkümü kurulmuş ki Somalı bir vatandaş kendini riske atmak istemeyecektir de. Yumruk yediği apaçık gözüken bir vatandaşın bile görüş değiştirmesini unutmayalım. Aslında bu durum yurttaş gazeteciliği önündeki en büyük engellerden biri. Özellikle taşrada ama genelde tüm ülkede tüzel kişiliklere karşı vatandaşın kendini savunabilmesi çoğu durumda epey zor.

5- Bu durumda Somalı vatandaşlar ya anonim haber yapımına geçecek – dijital okuryazarlık meselesi yine- ya da dışarıdan gelenlere kaynaklık yapacak. Son durum daha çok görüldü.

6- Aslında birçok vatandaş “dışarıdan gelip” haber yapmaya hazırdı ama iktidar güçleri “provokasyon” uyarılarıyla şehri dışarıya büyük ölçüde kapattı ve olası alternatif haber yapım kaynaklarının önünü kesti. Büyük şehirlerde bu daha zor olurdu ama burada epeyce başarılı olundu.

7- Şehirde görece rahat olup haber yapabilecekler belli bir tüzel kişilikle burada bulunan avukatlar ya da sivil toplum kuruluşları olabilirdi. İzleyebildiğimiz kadarıyla onlar üzerinde de baskı vardı, hatta bir grup avukatın başına geleni biliyoruz. Yine de sevgili Efkan Bolaç gibi avukatlar yurttaş gazeteciliği örnekleri verdiler. Genel olarak sivil toplum kuruluşu çalışanlarının ise daha az başarılı olduğunu düşünüyorum. Bir psikolog arkadaşım Facebook üzerinden paylaşımlarda bulundu ama kamuya yönelik bildirimler sınırlı kaldı. Belki de ait oldukları örgütleri korumak amacıyla böyle yapmış oldukları düşünülebilir. Ayrıca bazı Mazlumder üyelerinin de iyi iş çıkardığı söylenebilir.

8- Bu durumda ülke çapında vatandaşlar daha çok haberlerin yayılmasında ve yorumlanmasında rol oynadılar. Büyük şehirlerde meydana gelen Soma dayanışma eylemlerinin haberleştirilmesini saymaya bile gerek yok. Yardım kampanyalarının örgütlenmesinde de önemli bir rol oynayabilirler ama tabi burada devlet görevlilerinin neye nasıl izin verecekleri de belirleyici olacak.

9- Vatandaşların belirleyici bir rol oynayabileceği bir alan da kolektif veri analizi olabilir. Ortaya çıkan bilgilerin derlenip toplanması, işlenmesi gibi işlevler de önemli. IMC TV’nin belediyeleri arayarak cenaze işlemlerinin sayısını toplaması bir ipucu. Alternatif bilgi kaynaklarının keşfedilmesi ve işlenmesiyle hem Soma Holding’in hem de devletin yetkili birimlerinin sunmadığı verilere ulaşılabilmesi mümkün olabilir.

10- Bunlar tabii ki genel gözlemlerim. İstisnalar vardır ve önümüzdeki günlerde de artacaktır. Burada dikkati çeken örnekleri paylaşırsanız hepimiz için makbul olacaktır elbette.