“Kartal fırsat tepti”

Beşiktaş bir öyle bir böyle…

04.11.2018

Geçtiğimiz hafta evindeki Rize galibiyetiyle moral bulan Beşiktaş, yine bir deplasman maçında Başakşehir’e 1-0 kaybetti.   

Fanatik gazetesi manşetindeki habere, “Haftanın golü” başlığını attı ve “Süper Lig'in 11. haftasında Medipol Başakşehir, zirve takipçisi Beşiktaş'ı Epureanu'nun attığı golle 1-0 mağlup etti. Bu sonucun ardından son 4 maçında gol yemeyen lider Başakşehir, en yakın rakibi Galatasaray'la olan puan farkını 4'e, Beşiktaş'la olan farkı ise 6'ya çıkardı. Deplasmanda 5 maçtır kazanamayan Beşiktaş ise, zirve yolunda derin bir yara alırken, Medel ve Adriano gibi yıldızlarını da sakatlıkları nedeniyle kaybetti” ifadelerine yer verdi.

Fotomaç gazetesi, “Şehrin belalısı” başlığını kullandı ve “Medipol Başakşehir'in Beşiktaş'ı 1-0 yendiği mücadelenin tek golünü 18.dakikada Epureanu kaydetti. Beşiktaş'ta Adriano, 25.dakikada sakatlanarak yerini Caner Erkin'e bıraktı. Başakşehir bu galibiyetle puanını 24'e çıkartırken Beşiktaş, 18 puanda kaldı” dedi.

AMK gazetesi manşetindeki habere, “Yasak şehir” başlığını attı ve “Spor Toto Süper Lig’in 11. haftası Galatasaray’ın Fenerbahçe’yi konuk ettiği derbinin ardından bir kritik İstanbul derbisine daha sahne oldu. Zirvenin sahibi Medipol Başakşehir, merakla beklenen mücadelede Beşiktaş’ı konuk ederken sahadan 1-0’lık skorla galip ayrıldı. Başakşehir, Kasımpaşa’nın mağlup olduğu, Galatasaray’ın ise evinde 2 puan bıraktığı haftada kazanarak puanını 24 yaptı ve zirvedeki yerini sağlamlaştırdı. Beşiktaş ise 18 puanda kalarak kritik bir üç puan kaybetti ve maç fazlasıyla 5. sırada yer aldı” ifadelerine yer verdi.

Hürriyet gazetesi manşetten verdiği habere, “Yıkım” başlığını attı ve “Spor Toto Süper Lig'in 11. haftasında Beşiktaş, Başakşehir deplasmanındaydı. Mücadele Başakşehir'in 1-0 üstünlüğüyle son buldu. Ev sahibi takımın golünü 17. dakikada Epureanu kaydetti. Başakşehir 6. dakikada Elia ile bir gol bulurken, VAR incelemesi sonucu ofsayt kararı verilerek gol iptal edildi. Başakşehir 24 puana yükselerek Galatasaray'ın 4 puan önünde liderliğini perçinledi. Beşiktaş ise 18 puanda kaldı. Adriano ilk yarıda sakatlanıp oyundan çıkarken, ikinci yarıda ise Gary Medel adale sakatlığı yaşayarak oyunu terk etti. Şilili yıldız ayrıca sarı kart cezalısı durumuna düştü. Başakşehir ligde bir sonraki hafta Rizespor'a konuk olacak. Beşiktaş ise Sivasspor'u konuk edecek” ifadelerini kullandı.

Sabah gazetesi habere manşetinde, “Başakşehir zirveyi sevdi” başlığıyla yer verdi ve “Medipol BaşakşehirSüper Lig'in 11. haftasında sahasında Beşiktaş'ı 1-0 mağlup etti. Turuncu-lacivertliler, bu sonuçla siyah-beyazlılar ile oynadığı son 6 maçı da yenilgi yüzü görmeden tamamlamış oldu” dedi.

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Beşiktaş’ı devirdi, zirvede tek kaldı” başlığını kullandı ve “Spor Toto Süper Lig'in 11. haftasında Medipol Başakşehir, evinde Beşiktaş'ı 1-0 mağlup ederek liderliğini sürdürdü” dedi.

Yeni Şafak habere, “Kartal fırsat tepti” başlığını attı ve “Süper Lig'in 11. haftasında Başakşehir, kendi evinde ağırladığı Beşiktaş'ı Epureanu'nun attığı golle 1-0 mağlup ederek liderliğini sürdürdü” ifadelerini kullandı.

Vatan gazetesi, “Başakşehir’de Kartal avı” manşetiyle çıktı ve “Süper Lig'de zirveyi yakından ilgilendiren kritik maçta BaşakşehirBeşiktaş'ı Epureanu'nun golüyle 1-0 mağlup etti. Boz Baykuşlar, bu galibiyetle puanlarını 24'e çıkartarak zirveye yerleşti. Beşiktaş ise 18 puanda kaldı. Başakşehir gelecek hafta Rize deplasmanına gidecek, Beşiktaş ise evinde Sivasspor'u ağırlayacak” ifadelerine yer verdi.

Akşam gazetesi manşetten verdiği habere, “Beşiktaş lidere takıldı” başlığını attı. Haberde, “Spor Toto Süper Lig'in 11. haftasında Medipol Başakşehir ve Beşiktaş karşı karşıya geldi. Başakşehir Fatih Terim Stadı'nda oynanan mücadeleyi ev sahibi Medipol Başakşehir, 1-0'lık skorla kazandı. Başakşehir'e galibiyeti getiren golü 18. dakikada Alexandru Epureanu attı. Bu skorun ardından Başakşehir, en yakın takipçileri Galatasaray ve Antalyaspor'un 4 puan önünde 24 puanla liderlik koltuğunu korudu. Beşiktaş ise 18 puanda kaldı” ifadeleri yer aldı.

Ali Ece Fanatik gazetesindeki, “Maalesef Q7’ye mecbur” başlıklı yazısında, “Beşiktaş maça doğru bir oyun planıyla başladı. İlk yarıda rakip ceza alanında 16 kez topla buluşmasını sağlayan bu Medel merkezli pres planında topu kaptıktan sonra kapmadan öncekinin yarısı kadar akıllı davranmadığı için pozisyonları değerlendiremedi. Kaleci Mert ve oyun kurmaya çalışan Başakşehir savunması ilk 45’te 3 hata yaparken Beşiktaş duran top savunmasında yaptığı tek hatada golü yedi. Epureanu gibi ligin en tehlikeli korner golcülerinden birisi ancak bu kadar kötü savunulabilirdi: Pepe ıskaladı, Atiba adamını kaçırdı. Epureanu’nun duran top savunmasında Atiba ile eleştirilmesi ise en büyük hataydı. Lens’in kötü performansı ise öncelikle kendi hatası: Lens böyle oldukça Beşiktaş Quaresma’ya mecbur. Quaresma yokken Beşiktaş her şeyi denedi, özellikle son 10 dakika çok uğraştı ama disiplinli derin savunmayı aşamadı” ifadelerine yer verdi.

Gülengül Altınsay Cumhuriyet gazetesindeki, “Beşiktaş’a yakışan” başlıklı yazısında, “Beşiktaş taraftarı Rize’ye karşı alınan 4-1’lik skor nedeniyle mutlu. Şenol Güneş’in maçın sonunda üçlü çektirmesinden de belli bu. Rakip kim olursa olsun şu sıkıntılı dönemde alınan galibiyet tabii ki rahatlatıcı. Hele en son Genk’e karşı oynanan silik futbol ve 4-2’lik mağlubiyetin hemen ardından. Ne var ki Beşiktaş’ın sorunları öyle bir maçta hele de Rize gibi 9 kişi kalmış bir takıma karşı alınan bir galibiyetle çözülecek gibi değil. (Bu arada 10. dakikada Orhan Ovacıklı’nın istemeden Gökhan Töre’ye yaptığı kırmızı kartlık hareketin ardından özür dilemesi ve gerçekten üzülmesi de sahalarda görmediğimiz güzel hareketlerden. Tebrikler.) Beşiktaş’ta 9 kişi kalmış bir rakibe karşı averajı düzeltmek için (!) yapılan hamleler garip. Rize’yle ikili averajı düzeltip kümede mi kalacak Beşiktaş! Eğer iyi futbol oynayarak gol sayısını artırmak istiyorsan da orta alandan Oğuzhan gibi bir oyuncuyu çıkarıp savunmacı almak nedir? Bu ne yazık ki artık rakip kim olursa olsun alışkanlık haline geldi. Skoru korumak için orta alandan adam eksiltip -ki o genellikle Oğuzhan oluyor- savunmacı almak. Oysa ki topu ayağında tutamayan, üç metreden arkadaşını göremeyen oyuncularla bırakın atağa kalkmayı rakibin oyununu da engelleyemezsiniz. Temkinli oynamak başka, rakibi karşılar durumda olmak başka. Temkinli oynamak için de oyunu ileriye itecek, kalenden uzaklaştıracak teknik oyunculara ihtiyaç var. Başka bir Oğuzhan bulana kadar onu kullanmak zorundasınız. Bakın Lucescu da anladı bunu ve şimdi Oğuzhan’dan vazgeçmiyor. Tam yeri gelmişken belirteyim; Maç izleyenlerin tamamına yakını topa bakar, gollerde de hep asistlere bakar. Quaresma’nın asistlerine mesela. Topun oraya nasıl geldiğine, topun neden kendi kalesi önünde değil de rakip kale önünde oynandığına ve en önemlisi topsuz alanlara pek bakmaz. Ve tabii bir de sezon sonundaki sonuçlara bakar herkes. Anlaşılan geçtiğimiz sezondan da hiç ders çıkarılmamış. Yani Oğuzhan’ın verimli oynama koşullarının kaldırıldığı, Atiba’nın uzun süreli sakatlığının olduğu, futbolun seviyesinin düştüğüve sonuçta 4. bitirilen sezondan. Üstelik Talisca gibi bitirici bir oyuncuya ve yarım sezon oynayan Cenk gibi santrfora rağmen. Her şeyi bilen, her şeye karışan kulüp yöneticilerinin işleri yapboz tahtasına çevirdiği futbol ortamımızda Şenol Güneş transferlere karışmadığını baştan beyan ederek o sorumluluğu üstünden atmıştı. Yani Şenol Hoca bir anlamda futbolcu transferlerine ilişkin gelecek eleştirilerden kendini muaf tuttu. Ve geçtiğimiz sezonun yarısına kadar da sürekli değişen kadroya rağmen çok iyi iş çıkardı. Ne var ki geldiğimiz noktada hocanın da kafasının fena karıştığı görülüyor. Bunu kendi yarattığı futbol anlayışını, bizzat kendisinin yıkmasından anlıyoruz. Atakları geriden başlatan yaratıcı orta alandan, tempolu akışkan futboldan vazgeçmesinden, sıradan bir Anadolu takımı hocası gibi skoru korumaya ya da rezil olmamaya yönelik önlemler almasından çıkarıyoruz bunu. Şimdi Şenol Güneş’in önünde kendini aklayacağı iki maç var; Başakşehir ve Genk maçları. Skor değil anlayış önemli burada. İşte korkak oynadın da ne oldu? Fenerbahçe’yi belki de tarihinin en kötü olduğu dönemde yenemedin. Demek ki 6 savunmacıyla oynamakla, orta alana karşılayıcı oyuncu doldurmakla olmuyor bu işler. Bir kere rast gelir belki ama sürekli olmaz. Futbolu futbola hakkını vererek oynamaktan başka yol yok. Şenol Güneş’e de Beşiktaş’a da bu yakışır zaten” ifadelerini kullandı.