“Gazetecilik suç değildir”
Yeni Yaşam, Evrensel ve Birgün gazeteleri, gazetecilerin tutuklanmasını manşete taşırken, Cumhuriyet ise Burhan Kuzu-Zindaşti görüşmelerine yer verdi
10.03.2020
Yeni Yaşam gazetesi manşetinde, “Gazetecilik suç değildir” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Libya’da yaşamını yitiren MİT mensuplarına dair bilgileri kamuoyuna açıkladıkları gerekçesiyle Oda TV’den Barış Terkoğlu ile Barış Pehlivan’dan sonra cuma günü adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Genel Yayın Yönetmenimiz Mehmet Ferhat Çelik ve Yazı İşleri Müdürümüz Aydın Keser ile Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel tutuklandı. Dosyaya bakan ilk iki hakimin tutuklamayı reddedince tutuklama kararını dosyaya atanan 3. hakimin verdiği öğrenildi. Arkadaşlarımızın tutuklanmasıyla ilgili İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yapıldı. Toplantıda konuşan editörümüz Kaya, arkadaşlarımızın tutuklanması sürecinde yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekerek, ‘Ferhat arkadaşımızın da dediği gibi, Musa Anter’in meşalesini taşıyoruz ve onu asla yere düşürmeyeceğiz. Yeni Yaşam gazetesi olarak yolumuza dimdik devam ediyoruz, edeceğiz’ dedi.”
Evrensel gazetesi ise manşetindeki, “Kuşatma haber alma hakkına” başlıklı haberinde, “Gazeteciler üzerindeki kuşatma devam diyor. Yeni Yaşam gazetesi ve Odatv’nin yöneticileri ile Yeniçağ gazetesi yazarının tutuklanmasına tepki yağdı. Tutuklanan gazeteciler M. Ferhat Çelik, Aydın Keser ve Murat Ağırel için İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesinde basın toplantısı düzenlendi. Açıklamada gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gerektiği vurgulanarak dayanışma çağrısı yapıldı. İYİ Parti İstanbul İl Örgütü de Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel’in tutuklanmasını protesto etti. Açıklamada gerçek ve susturulamayan bir medyaya ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi. Gazetemize konuşan Ağırel’in babası ‘Oğlum gazetecidir, onunla gurur duyuyorum’ dedi’ ifadelerine yer verdi.
“Yalıya değil, Saray’a bak”
Birgün gazetesinin manşetinde, “Yalıya değil, Saray’a bak” başlıklı haber yer aldı:
“Bugünlerin moda kavramı ‘Devlete ya da iktidara çöreklenen çeteler’ oldu. İktidarın attığı her adımda, yargının aldığı her kararın arkasında AKP içinde var olan gruplar aranmaya başlandı. Bu durum muhalefetin diline o kadar yerleşti ki, Erdoğan’ı eleştirirken bile ‘çetelere izin verdin’ denilerek yapılmaya başlandı. Oysa AKP’nin iktidara geldiği tarihten bugüne Erdoğan’ın bilgisi ve izni olmadan tek bir adım atılmadığı biliniyor. Erdoğan bir yandan ne kadar güçlü bir lider olduğunu gösterirken diğer yandan da, ‘Haberim yoktu, arkadaşlar yanlış yapmış, bilgim dahilinde değildi’ cümlelerini rahatlıkla kullanmayı alışkanlık haline getirdi. Hiçbir yanlış, eksik ya da suç Erdoğan’a ait olamaz. Dün de olduğu gibi bugün de aynı eylemler ve uygulamalar yine farklı farklı çete tarzı şebekelerle anılıyor. Saray’ın kamufle olduğu çetelerin göründüğü bu durum en çok Erdoğan’ın işine geliyor.”
“Saray’ın ‘Kuzu’su”
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Saray’ın ‘Kuzu’su” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“İranlı ‘uyuşturucu baronu’ Naci Şerifi Zindaşti’yi tahliye ettirdiği iddia edilen eski AKP milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun Zindaşti’yle kendisinin dediği gibi bir kere değil, birçok kere görüştüğü ortaya çıktı. Polis fezlekesindeki HTS kayıtlarına göre Kuzu, 2015’ten sonra Zindaşti ve adamlarıyla defalarca görüştü ya da mesajlaştı. Kayıtlara göre Kuzu kendisini Zindaşti ile tanıştıran A.U. isimli kadınla da sürekli irtibat halindeydi. Konuya ilişkin Twiter’dan ‘Kuzu ile kaç kere ve niçin görüştünüz’ sorumuzu yanıtlayan Zindaşti, ‘Ben yamyam değilim ki herkes ile görüşme hakkım var’ dedi. Zindaşti’yi tahliye ettirdiği iddia edilen eski AKP milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun Zindaşti’yle yemek yerken çekilmiş fotoğraflarını gazetemiz ortaya çıkarmıştı. İddialarla ilgili ‘Şahsı asla tanımam ve olayla da hiçbir ilgim yoktur’ açıklaması yapan Kuzu, fotoğraflarının ortaya çıkmasının ardından Zindaşti ile yemek yediğini kabul ederek ‘2011 veya 2014… Vatandaşlık için yardım istedi. Vatandaşlık Genel Müdürlüğü’ne müracaat etti. Ben de genel müdürü aradım, yardımcı olmalarını istedim. Müdür bir ay sonra bana döndü, ‘hocam bu adamın sıkıntıları falan var’ dedi bana. Ben de sıkıntı varsa kalsın dedim. Bir daha da görmedim adamı, ilk ve son görüşümdü’ demişti. Zindaşti ve adamlarının polis tarafından el konulan telefonlarına ilişkin HTS kayıtları, Kuzu’nun ‘2011 veya 2014 bir kere görüştüm’ sözlerinin doğru olmadığını ve çok kere görüştüğünü gözler önüne serdi. Polis fezlekesine Zindaşti ve adamlarının Kuzu ile yaptığı telefon konuşmaları, mesajları girdi. Kayıtlarda 1 Kasım 2015’te Zindaşti’nin ‘5557’ numaraları ile biten telefonundan Kuzu’ya ‘Hocam’ yazarak bir video gönderdiği, buna karşılık Kuzu’nun “0290” numaraları ile biten telefonundan ‘Allah utandırmasın inşallah’ yazdığı yer aldı. Zindaşti’nin Kuzu ile 9 Ekim 2015 tarihinde telefon konuşması yaptığı, adamı olan Ekrem Öztunç’a ait görünen ‘9999’ numaraları ile biten telefonundan ise Kuzu ile 2016 yılı mart ayında 9 kere görüştüğü, 29 Mart 2016’da ise yine mesajlaştığı ortaya çıktı.”
“Babacan yola çıktı”
Karar gazetesi manşetindeki, “Babacan yola çıktı” başlıklı haberinde, “Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve ekibi, uzun süren hazırlıkların ardından ‘DEVA Partisi’ ile yeniden aktif siyaset sahnesine döndü. İçişleri Bakanlığı’na teslim edilen 90 kişilik kurucular kurulu üyelerinin üçte biri kadın. Listede eski bakanlar ve siyasetçiler kadar genç isimlerin de çokluğu dikkat çekiyor. İçişleri Bakanlığı’na teslim edilen 90 kişilik kurucular kurulu listesinde dikkat çeken isimler var. Eski Adalet bakanı Sadullah Ergin, Gülay Göktürk, AK Parti Kurucu Genel Başkan Yardımcılarından merhum Dengir Mir Fırat’ın kızı Helün Fırat, Alparslan Türkeş döneminin Ülkü Ocakları Başkanı Ramiz Ongun bu isimler arasında. Artan insan hakları ihlalleri nedeniyle AK Parti’den ayrılan İstanbul milletvekili Mustafa Yeneroğlu DEVA Partisi’nin tek vekili olacak. Böylece parti TBMM’de de temsil edilen 10’uncu parti olarak kayda geçecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yakın isimlerden biri olan AK Parti Rize İl Teşkilatı’nın kurucusu eski vekil Hasan Karal da listede” ifadelerini kullandı.