“65 yaşın isyanı!”
Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin manşetinde, “65 yaşın isyanı” yer aldı.
04.06.2020
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “65 yaşın isyanı!” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Salgına karşı önlemler kapsamında 65 yaş üstünün sokağa çıkmasına kısıtlama devam ediyor. DİSK EmekliSen Genel Sekreteri Fikri Kalender, 65 yaş üzerinin 21 Mart’tan bu yana alınan önlemlere uyduğunu, aradan yaklaşık 75 gün geçtiğini, iktidarın ‘yeni normal’ stratejisinin ise insan hakları ve anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Kalender, hükümetin 65 yaş üstü yurttaşlara uyguladığı yasağı bugün saat 12.30’da ülke genelinde eşzamanlı yapacakları basın açıklamaları ile protesto edeceklerini belirterek, ayrımcı, ötekileştirici, ‘çıkarcı’ yaklaşımları reddettiklerini dile getirdi. Kalender, şöyle devam etti: ‘Bir taraftan çıkartılan genelgeyle ticaret yapan, işyeri sahibi, sigortalı çalıştığını belgeleyen, birlik ve odalarda görevli başkan ve yönetimleri ile yönetenlerin 65 yaş üstü olmalarının hiçbir önemi yokken ve serbest dolaşım özgürlüğüne sahipken, diğer taraftan milyonlarca insanın yaşam koşullarının insani düzeylere çıkartılmaması, ihtiyaçlarının karşılanmaması, kabul edilebilir bir durum değildir.’ Yaşlıların bu ülkenin kamburu olmadığını belirten Kalender, bu ülke için gençliğini, yıllarını hem çalışıp üreterek hem de vergi vererek tamamlamış bilgi birikim ve beceriye sahip insanlar olduklarını dile getirdi.”
Sözcü gazetesinin manşetinde ise, “65 yaş öfkeli: Bunun hesabını sandıkta sorarız” başlıklı haber yer aldı:
“3 aya yakın süredir sadece Pazar günleri 3-4 saatliğine dışarı çıkabilen 65 yaş üstü ve milyonlar ‘Bunun yarını var, bizden oy beklemeyin’ diyor. Koronavirüs önlemleri kapsamında 65 yaş ve üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkması, 22 Mart’tan itibaren yasaklanmıştı. 1 Haziran’da hızlı bir şekilde normale dönüldü. Toplu ulaşımsa sosyal mesafe sınırı kaldırıldı. Ancak evlerinde özgürlük bekleyen yaş almış vatandaşlarımız için bir müjde çıkmadı. Sokakların normalleştiğini gören 65 yaş ve üstü, ‘Biz niye hala evdeyiz. Bu iş bizim için cezaya dönüştü. Hesabını sandıkta soracağız’ diyor.”
“Tarihin en büyük yolsuzluğu”
Karar gazetesinin manşetinde, “Tarihin en büyük yolsuzluğu” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“7 milyar insanın hayatını mahveden salgınla ilgili sızdırılan Dünya Sağlık Örgütü raporu, örgütün Çin yalanlarına ortak olarak virüse karşı harekete geçilmesini geciktirdiğini ortaya çıkardı. Pekin ulaştığı ilk bulguları 15 gün gizlerken DSÖ bunu bilmesine rağmen ‘İş birliği içindeyiz, sorun yok’ açıklamaları yaptı. Rapora göre gerçekleri gizleyerek küresel salgına karşı mücadelede dünyaya değerli iki hafta kaybettiren ‘organize örtbas’ 380 binden fazla insanın hayatına mal oldu. Dünyayı aylardır etkisi altına alan, yüzbinlerce insanın hayatına mal olan, 6 milyondan fazla vakaya yol açan, milyonlarcasını da işsiz bırakan Kovid-19 pandemisinde Çin’in büyük ihmali Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) basına sızan raporlarında açıkça ortaya çıktı. Associated Press (AP) ajansının haberleştirdiği rapor, DSÖ ile Pekin yönetimi arasında yaşananların perde arkasını gözler önüne serdi. DSÖ, salgının duyulmaya başladığı Ocak ayında Çin ile koordineli hareket ettiklerini söylese de, resmi açıklamaların ardında aslında tam tersinin yaşandığı ortaya çıktı. Geçtiğimiz ocak ayında yani salgının başlarında DSÖ, Çin’e koronavirüse karşı hızlı harekete geçtiği, virüsün genetik haritasını çabucak yayımladığı için defalarca teşekkür etti. Hatta Pekin’in gayreti ile şeffaflığını ‘çok etkileyici ve kelimelerin ötesinde’ diye niteledi. Fakat sahne arkasında DSÖ yetkilileri Çin’e öfke doluydu. Çünkü Çin aslında virüsün genetik haritasını yayımlamayı bir haftadan fazla bir süre ertelemişti. Bu gecikmenin en önemli sebebi Çin kamu sağlık sistemi içindeki rekabet ve sıkı veri kontrolüydü. Çin’de hükümete bağlı laboratuvarlar virüsün gen haritasını 2 Ocak’ta çıkardıkları halde ancak 11 Ocak’ta yayımladı. Ondan sonra bile Çin DSÖ’ye hastalar ve vakalarla ilgili ayrıntılı verileri iletmeyi en az iki hafta geciktirdi. AP tarafından ele geçirilen ses kayıtlarına göre DSÖ yetkilileri hala dünya kamuoyuna Çin’i övmeye devam ediyorlardı çünkü hükümetten daha fazla bilgi almak için dalkavukluğa başvurmak zorunda kalıyorlardı. Perde arkasında ise Çin’in virüsün insanlar arasında ne kadar etkili yayıldığı ya da dünyanın geri kalanı için ne kadar risk oluşturduğu gibi konularda yeterli veri paylaşımı yapmadığından şikâyet ediyorlardı.”
“Doğaya sahip çıkana tehdit”
Birgün gazetesi manşetinde, “Doğaya sahip çıkana tehdit” başlıklı habere yer verdi:
“Bursa’nın Yenişehir ilçesi Kirazlıyayla Köyü’nde yapımına başlanan flotasyon tesisinin tanıtımının yapıldığı toplantıyı organize eden Yenişehir Kaymakamı Suat Seyitoğlu, skandala imza attı. Kaymakam Seyitoğlu’nun haftalardır tesise karşı direnen köylüleri para cezasıyla tehdit ettiği öne sürüldü. Kaymakamla makamında görüşen köylülerin aktardığına göre, Seyitoğlu, protestoların sürmesi halinde para cezası keseceklerini söyledi. Kirazlıyayla köyünde maden işleten ve flotasyon tesisi yapmaya çalışan Meyra adlı şirket, yurttaşların tüm itirazlarına rağmen jandarma eşliğinde çalışmalarını sürdürüyor. Kaymakam, jandarmanın sık sık cezayla tehdit ettiği ve çalışma yapılan bölgeye girmesi yasaklan köylüleri önceki gün görüşmeye çağırdı. Edinilen bilgiye göre görüşme 1 buçuk saat sürdü. Köylülerin iddiasına göre Kaymakam Seyitoğlu, protestoların sürmesi halinde herkese 3’er bin lira para kesileceğini söyledi. Kaymakam, cezaların ödenmemesi durumunda ise ilçe tarım müdürlüğünün köylülerin arazilerine el koyacağını ifade etti. Kaymakamla görüşen bölge sakinlerinden Mustafa Kındıl, Kaymakam Seyitoğlu’nun kendisini ‘kapı kapı dolaşıp, köylüleri protestoya çağırıyormuşsunuz’ diye suçladığını belirtti. Kındıl, şöyle dedi: ‘Bizim kimseyi çağırdığımız yok, tüm köylü hep birlikte topraklarını savunuyor. Kaymakam, ‘Bugüne kadar sabrettim, her gördüğüm de 3’er bin lira ceza keserim’ dedi. Kaymakam Bey’e de söyledim, bu işin peşin bırakmayacağız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Kaymakam, ‘cuma günleri yolları kapatacağını’ söyledi. Diğer bölgelerden bize desteğe gelenleri engellemek istiyorlar.’”