“Boş laflarına güvenen yok”
Günün öne çıkan haberleri Birgün, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin manşetinde yer buldu.
23.11.2021
Birgün gazetesinin manşetinde, “Boş laflarına güvenen yok” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Merkez Bankası’nın (MEB) faiz kararı sonrası hızla artan döviz kurunun ardından, Tüketici Güven Endeksi sert düşüş yaşadı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Güven Endeksi’nin kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 7,3 oranında azaldığını açıkladı. Ekim ayında 76,8 olan endeks, kasım ayında 71,1’e geriledi. Hanenin maddi durum endeksi ise ekim ayında 75,6 iken, kasım ayında yüzde 8,8 oranında azalarak 68.9 oldu. Ekonomist Prof. Veysel Ulusoy, düşüşte döviz kuru ve enflasyonun etkili olduğunu belirtti.
İktidarın ekonomi politikalarının sonuçlarını gördüğümüzü aktaran Ulusoy, ‘Merkez Bankası’nın akıl dışı uygulamaları, enflasyon ve faizde insanlardaki olumsuz izlenimler, tüketicinin borç miktarının artması sonucunda geleceğini görememesi, endeks düşüşündeki faktörler. Bunun sonucunda insanlar ileriyi göremiyor’ dedi.
Ulusoy, ölçülen enflasyon oranlarının halkta karşılığı olmadığına da değindi. Ulusoy şöyle konuştu: ‘Türkiye’de yılbaşı itibarıyla yüzde 20’li zamların konuşulduğu bir ortamda geleceğe kendi enflasyonuyla bakan bir kitle var.’
Dolardaki artışın önümüzdeki günlerde etkisinin görüleceğini vurgulayan Ulusoy, ‘Doların artışı bir bakıma çürümüşlüğün, dengesizliklerin sonucu, nedeni değil. Sonuç bundan sonraki yüksek doların tekrar enflasyonist baskı yaratmasıyla ortaya çıkacaktır.’
Mevcut ekonomi politikalarının politikasızlık olduğunu aktaran Ulusoy, bu durum sürdükçe tüketici güven endeksinin de düşmeye devam edeceğini aktardı. Ulusoy, ‘Yakında enflasyonun 3 haneli yaklaşımını tadacağız, dolayısıyla bu politikasızlıkla gidildiği taktirde bu hız kesmeyecek ama hükümetin değişmesiyle 4-5 yıllık bir onarım süreci var’ diye konuştu.”
“Akıl hocası ilahiyatçı”
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Akıl hocası ilahiyatçı” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“Ankara kulislerine göre dövizi dün de zıplatan Erdoğan’ın faiz kararlarında ilahiyatçı Prof. Servet Bayındır etkili.
Dolar kurunu 11 TL’nin üzerine çıkarıp ekonomiyi alt üst eden, faiz indirimi kararlarında Cumhurbaşkanlığı Ekonomik Kurul üyesi ilahiyatçı Prof. Dr. Servet Bayındır ile eski Bakan Nurettin Canikli’nin etkili olduğu konuşuluyor. Kararlar bu iki simin oluru ile alınıyor.
Kulislere göre bürokratlar ya da Merkez Bankası başkanları alınacak kararları Erdoğan’a bizzat anlatıyor. Erdoğan da çoğu zaman ‘Konuyu gidip Servet Hoca ve Nurettin’e anlatın’ diyor. İki kişinin görüşleri alındıktan sonra Erdoğan’ın talimatı yerine getiriliyor.”
“6.5 aydır cevap alınamayan soru”
Sözcü gazetesi manşetindeki, “6.5 aydır cevap alınamayan soru” başlıklı haberinde, “İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sırasında gerginlik yaşandı. Muhalefet vekilleri bakan Soylu’yu ’10 bin dolar alan siyasetçi kim’ dövizleriyle karşıladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, TBMM’deki Plan ve Bütçe Komisyonu’na çok sayıda korumayla gelmesi gerginlik yarattı. Soylu ile CHP’li Engin Özkoç arasında çıkan ‘gülme’ polemiği ve ardından açılan ’10 bin dolar alan siyasetçi kim’ pankartları gerilim artırdı.
Çünkü, Soylu’nun gündeme getirdiği, Peker’in bir vekile ayda 10 bin dolar verdiği iddiası ortada. Soylu’nun, ‘İsmi savcıya söyleyeceğim’ demesine rağmen 6.5 aydır gelişme yaşanmadı. Nitekim muhalefet bunu sordu” ifadelerine yer verdi.
“Türk öğrenciler Avrupa’da rehin”
Karar gazetesinin manşetinde, “Türk öğrenciler Avrupa’da rehin” başlıklı haber yer aldı:
“Eğitim için Avrupa’ya giden üniversitelilerin Erasmus ödemeleri önce yarıya düşürüldü. O hibelerin de üç aydır yatmadığı ortaya çıktı. Devlete güvenerek yurt dışına çıkan ancak karınlarını bile doyuramayan öğrenciler ‘Sağlıklı beslenemiyoruz. Bu sorunu yalnızca Türkler yaşıyor’ dedi. Vahim tablo ‘Devlet öğrencisine sahip çıkamıyor mu’ tepkilerine yol açtı. Acil çözüm çağrısı yapıldı.
Öğrenci değişim programı Erasmus kapsamında AB’nin finanse ettiği hibeler Türkiye Ulusal Ajansı üzerinden üniversitelere aktarılıyor. Ancak ödemelerde yaşanan sıkıntı büyüyor. Üniversitelerin hibelerin 4 yerine 2.5 ay yapılacağına yönelik duyurusunun ardından öğrenciler üç aydır tek kuruş alamadıklarını söyledi. Üniversiteler Ulusal Ajansı işaret ederken mağduriyetleri artan öğrenciler dersten çok geçim derdine düştü.
Hırvatistan’da okuyan İTÜ Denizcilik Fakültesi öğrencisi Umut Arda Emiroğlu ‘5 ay Erasmus yapan 4 ay hibe alacaktı. Bu 2.5 aya düşürüldü. 10 ay yapanlar için durum daha vahim. Ben de sağlıksız beslenmek zorunda kaldım’ dedi. YTÜ Matematik Mühendisliği bölümünden Eslem Güler ise ‘Bizim dışımızda başka ülkelerden gelenlerin hibesi gelmeden önce yatmış ama ben 3 aydır alamadım. Kur nedeniyle yaşamak çok zor’ diye konuştu.”
“Eğitimde organize işler”
Evrensel gazetesi manşetinde, “Eğitimde organize işler” başlıklı habere yer verdi. Haberde şöyle denildi:
“MEB, organize sanayi bölgelerinde patronların meslek lisesi açması için çalışıyor. Öğrenciler 'MEB bizi köle gibi görüyor' derken eğitimciler de tepkili: ‘Eğitimde karar verici sermaye olamaz.’
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), uzun süredir meslek liseleri ile sanayi ve patron iş birliği için yoğun çaba harcıyor. Hatta organize sanayi bölgelerinde (OSB) kurulacak meslek liselerinde müfredatın bile sanayicilerle belirlenmesi çağrısı yapılırken Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ‘İşverenin süreçlerde pasif bir şekilde mezunları beklemesine tahammülümüz yok. İşverenleri eğitim sürecinin tamamına dahil ediyoruz’ dedi.
MEB, meslek lisesi öğrencilerini patronlar için ucuz iş gücü olarak hazırlamaya çalışırken öğrenciler işin asıl yanına dikkati çekiyor: ‘MEB bizi öğrenci değil köle olarak görüyor. Her şey işverenin insafına bağlı. Köle gibiyiz.’ Eğitimciler ve uzmanlar ise eğitim öğretimde asıl belirleyenin şirket ya da işletme olmasının yanlışlığı ve tehlikesine dikkat çekerek ‘İşletmeler okullara yatırım yapıyor. Okullarda bu işletmelere kalifiye eleman sağlıyor’ dedi. Öte yandan AKP iktidarıyla birlikte meslek liselerini başarılı öğrencilerin tercih ettiği iddialarını ise veriler yalanlıyor: ‘2020’de üniversiteye yerleşme oranında en başarısız lise türü, meslek lisesi oldu. 100 meslek lisesi mezunundan yalnızca 3’ü bir programa yerleşti.’”