“İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar”
Cumhuriyet gazetesinin manşeti, 29 Mayıs Cuma gününün gündemine bir değil, iki değil, üç TIR dolusu bomba gibi düştü.
01.06.2015
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” başlıklı haber yer aldı. “Cumhuriyet, 19 Ocak 2014’te ihbar üzerine durdurulan TIR’ların görüntülerine ulaştı: MİT TIR’ları ağzına kadar silah dolu” spotuyla verilen haberde, “Adana Savcılığı bir ihbar üzerine Adana Ceyhan Sirkeci gişelerinde üç TIR’ı durdurmuş, operasyon MİT ile savcılığı karşı karşıya getirmişti. Savcılığın ‘silah taşınıyor’ gerekçesiyle durdurduğu TIR’lara el koyması ve MİT ve valilik emrindeki polisler tarafından engellenmiş, Erdoğan devreye girerek savcıların işlem yapmasına izin vermemişti. Olayın medyaya yansıması üzerine dönemin Başbakanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Ala, TIR’ların hükümetin bilgisi dahilinde Suriye’deki Türkmenlere gıda yardımı götürdüğünü savundular. Cumhuriyet’in ele geçirdiği görüntüler, o TIR’ların Suriye’deki iç savaşta kullanılacak silah ve askeri malzeme taşıdığını ortaya çıkardı” ifadeleri kullanıldı.
Gazete bu haberin devamında ise, “İlaçların altına gizlenmiş” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “MİT’e ait TIR’lardaki çelik kutuların içinden önce ilaç kutuları, bunların altından da çok sayıda havan, top ve tüfek mermileri çıkıyor. Görüntülerde TIR’lardaki çelik kutuların içinden karton kutuların çıktığı görülüyor. Üzerinde ‘Dikkat kırılır’ damgası bulunan kutulardaki kolilerden önce çoğu antibiyotik olan ilaçlar çıkıyor. Ancak, asıl sürprizin, ilaç paketlerinin altında gizlendiği anlaşılıyor. Kutular kaldırılınca, altına dizilmiş havanlar ve diğer mühimmat ortaya çıkıyor” ifadeleri yer aldı.
17 Aralık’ı kapattı, sicili ‘sıfırlandı’
17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararında imzası bulunan savcı Ekrem Aydıner’ın kınama cezası kaldırıldı. Sicili ‘sıfırlanan’ Aydıner’in terfi etmesinin önündeki engel de kalkmış oldu.
Gazetelerin hiçbiri bu haberi ön sayfasına taşımadı.
“Psikiyatrik fişleme”
Hürriyet gazetesinin manşetinde, “Psikiyatrik fişleme” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Sağlık Bakanlığı, aile hekimlerinden psikiyatri hastalarının ad-soyad, kimlik numarası, adresi ve hastalık tanısının yer aldığı bilgileri istedi. Bakanlık, İlçe Toplum Merkezleri’ne 8 Mayıs’ta gönderdiği yazıda isteğe gerekçe olarak ‘Hastaların kaçının Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri’ne kayıtlı olduğunun belirlenmesi’ni gösterdi. Yetkililer, Hürriyet’in sorusu üzerine ‘Konunun fişleme ile ilgisi yok, tedavileri sağlamaya yönelik’ dedi. Türk Tabipler Birliği Başkanı Dr. Beyazıt İlhan ise şöyle konuştu: ‘Bakanlığın böyle bir istekte bulunması utanç vericidir. Bakanlık bir skandala imza atmıştır. Bu, insan haklarına aykırı bir uygulamadır. Kişiden izin almadan bu bilgileri kaydedip başka yere gönderemezsiniz. Sonuçları çok acı olabilir. Titiz davranmak gerekiyor” ifadelerine yer verildi.
Gazetenin sürmanşetindeki, “İmam nikahı kararı” başlıklı haberde ise, “Anayasa Mahkemesi, imam nikahı kıymak için önce resmi nikah kıyma şartını kaldırdı. AYM resmi nikah kıymadan dini nikah yaptıranlara ve evlilik cüzdanını görmeden bu nikahı kıyan din görevlisine iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilmesini öngören TCK’nın 230’uncu maddesinin 5 ve 6’ncı fıkralarını 4’e karşı 12 oyla iptal etti. İptal oyu verenler Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırılığı gerekçe gösterdi. Ret oyu verenler, kadınlar açısından hukuki ve ekonomik sorunlar yaratacağını, kararın laiklik ilkesine ve devrim yasalarına aykırı olacağını dile getirdiler. İptal kararı gerekçesi ile birlikte Resmi Gazete’de yayımlanınca yürürlüğe girecek. AYM, 1999’da Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığı döneminde, bu cezanın iptal istemini oybirliğiyle reddetmişti” ifadeleri yer aldı.
“İşte talimatla tutuklamanın belgesi”
Zaman gazetesi manşetinde, “İşte talimatla tutuklamanın belgesi” başlıklı habere yer verdi: “Hidayet Karaca ve 62 polisin reddihakim talebini kabul eden Hakim Metin Özçelik’in maruz kaldığı hukuksuzlukla ilgili ortaya çıkan belge, yargıda talimat skandalını deşifre etti. Belgeye göre, Özçelik’i tutuklama kararını, proje mahkeme olarak bilinen 4. Sulh Ceza Hakimliği vermiş. Belge, 30 Nisan günü 21.03’te hakimlerin üye olduğu WhatsApp grubunda paylaşıldı. 23.00’te açıklanan kararın üzerinde ise Bakırköy 2. Ağır Ceza yazıyor. Olayı Twitter’dan duyuran hakimin eşi Dr. Hatice Özçelik, kararı bir yargı mensubunun ilettiğini belirtti. Dr. Özçelik şöyle dedi: ‘Bu karar, gruba üye olan ve eşimin tutuklanmasına karar veren mahkeme başkanı Asuman Yetişkin tarafından gruba gönderilmiştir. Asuman hanım, WhatssApp grubundakilerin tepkisi üzerine bu iletinin kendisi tarafından değil, mahkeme üyesi Şebnem Karaboduk tarafından kendi telefonu kullanılarak gönderildiğini ifade etmiş. Yetişkin ve Karaboduk’tan açıklama bekliyorum.”
Haber, Bugün gazetesinde ise manşetin yanında, “Hakimleri Sulh Ceza tutuklamış” başlığıyla yer aldı.
“Gazetecilere terör soruşturması”
Aralarında Banu Güven ve Pelin Batu’nun da bulunduğu 11 gazeteci, savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesiyle ilgili paylaştıkları tweet’ler nedeniyle ifadeye çağırıldı. Gazetecilerin “terör örgütü propagandası yaptıkları” iddia edildi.
Taraf manşetten verdiği haber için, “Gazetecilere terör soruşturması” başlığını kullandı ve “İstanbul Başsavcılığı, Twitter’daki paylaşımları nedeniyle iktidarın hedef gösterdiği Koray Çalışkan, Banu Güven, Pelin Batu ve Mirgün Cabas’ı ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla ifadeye çağırdı” dedi.
Zaman manşetin altında yer verdiği habere, “11 gazeteciye tweet’ten terör soruşturması” başlığını attı ve “Medyaya baskılara her gün yenisi ekleniyor. Dün birçok gazeteci adliyelerdeydi. Mirgün Cabas, Koray Çalışkan, Asım Yıldırım, Pelin Batu ve Banu Güven’in de aralarında bulunduğu 11 gazeteci Savcı M. Selim Kiraz’ın şehit edilmesi olayı üzerine paylaştıkları tweet’ler sebebiyle ifadeye çağırıldı. Gazetecilerin terör örgütü propagandası yapmakla suçlandığı belirtildi. Nazlı Ilıcak’ın da önceki gün ifade verdiği öğrenildi” dedi.
Bugün habere sürmanşetinde, “Yeni Bab-ı Ali” başlığıyla yer verdi ve “Yolsuzluk, rüşvet ve her türlü hukuksuzluğu eleştiren gazeteciler, açılan soruşturma ve davalar nedeniyle mesaiye savcılara ifade vererek başlıyor. Koridorlarını gazetecilerin aşındırdığı Çağlayan Adliyesi adeta Yeni Bab-ı Ali’ye dönüştü. Son olarak Nazlı Ilıcak, Ceyda Karan, Barış Atay, Mirgün Cabas gibi 10 gazeteci paylaşımları nedeniyle ‘terör örgütü propagandası’ iddiasıyla ifadeye çağırıldı. Şüpheli veya sanık olarak ifadeye çağırılan gazetecilerin sayısı 100’ü aştı” dedi.
Birgün haberi sürmanşetinden, “Gazetecilere soruşturma” başlığıyla anonsladı.