Polisler, savcılar, avukatlar
“Yıldızlar takımı” tek hedefte birleşmişti: Epstein federal hapishane veya eyalet cezaevine girmemeliydi
19.08.2019
Palm Beach polisi, 2006 yılı başlarında, yaşananları ve kızların yaşını ortaya koyan delilleri eyalet savcısının önüne yığdı. Savcı Barry Krischer ayak sürüdü. Esas tanıkları zayıf bulduğunu söyledi. Biri evden kaçmış, yaşı konusunda yalan söylemiş, MySpace’e kıçının fotoğrafını koymuştu. Biri uyuşturucudan tutuklanmış ve -ilâhî tesadüfe bakın!- Victoria’s Secret’ten iç çamaşırı çalarken yakalanmıştı. (Niye mi ilâhî tesadüf? Biraz sabretmenizi rica ediyorum; Victoria’s Secret’le çok işimiz olacak.)
Savcı Krischer, polisin peşinde olduğu herifin kimliğini öğrenene kadar, olayla ilgileniyor, “Durdurmamız gereken biri bu,” diyordu. Karşısına Epstein çıkınca üslûbu birden değişti. Kızların MySpace sayfalarında uyuşturucu, alkol vs. muhabbetleri aramaya başladı. Tıpkı büyük hukukçu Prof. Dershowitz gibi.
Epstein vaziyetin vahametini anlayınca derhal onu çağırmıştı. Ünlü avukatın devreye girişinden sonrasına dair detektif Recarey şöyle dedi: “Çevrilen dümenleri daha önce ne gördüm ne duydum.” Detektif, yirmi üç yıllık meslek hayatının en problemli vakasıyla karşı karşıya olduğunu düşünmüştü.
Epstein’in avukatları kızların geçmişlerini kurcalayıp dosyalar hazırladılar. Dershowitz polis şefine gelmiş, kızlardan birinin yolladığı adama küfrettiğini filan anlatıp, ‘bunlardan bir şey çıkaramazsın’ demeye getirmişti. Kızın birinin, elinde birayla fotoğrafı bulunan bir web sayfası göstermişti. Recarey, “Hangisi içmiyor ki!” diye itiraz ediyordu. “Cinsel saldırı kurbanı sayılmak için rahibe mi olmaları lazım?”
Eyalet savcısı ve yardımcısı Lanna Balohlavek, polislerin telefonlarına, e-maillerine cevap vermemeye ve fezlekeler için ayak sürümeye başladılar. Polisler, ellerindeki bilgilerin şüphelinin avukatlarına sızdırıldığını anladılar. Nitekim evi bastıklarında, bilgisayar harddiskleri, güvenlik kameraları ve kaydedilmiş görüntüler götürülmüş, etrafta boşta kablolar kalmıştı.
Aynı eyalet savcısı, bu yıl Epstein’in tutuklanmasıyla olan biten yeniden gündeme geldiğinde, federal savcıyı suçlayacak, onun da halt yediğini öne sürerek kendi yediği haltı gizlemeye çalışacaktı. Artık ne karşılığındaysa, çevresi geniş zengin adamı kollamış, suçlanabileceğinin yüzde biriyle suçlanmasını sağlamıştı.
Bu Krischer, “hukuk mesleğine ve genel olarak topluma olağanüstü katkılarından ve ADL’nin kuruluş prensiplerine uygun davranışlarından” ötürü güçlü Yahudi lobi kuruluşu ADL’den ödül almıştı. Hukuk, din, prensip, şu bu fark etmiyor, erkekler dünyasında itibar küçük kızlara tasallut edeni korumakla azalmıyordu.
2007 Aralık’ında New York Magazine’e yazdığı ayrıntılı yazıyı bitirirken kötü adamımızın hayalgücü konusunda da kafa yoran ve sözü olayın sınıfsal boyutuna getiren Philip Weiss şöyle anlatmıştı Epstein’in sınıfsal aldırışsızlığını: “Liseli bir kızın, iktidar sahibi 50 yaşındaki bir adamın taleplerini yerine getirirken zarar görebileceğine veya bazı kızların zaten duygusal bakımdan zarar görmüş olduğuna dair en ufak anlayış kırıntısını dahi hiç göstermedi. Her şeyi hayal edebilen birinin gözüne böyle bir şey fazla ufak görünüyordu.”
Yoksul mağdura karşı zengin suçluyu koruyan ortadaki küçük adam, hikâyemizin geçtiği dünyanın sürdürücü kuvvetlerindendir. Yukarıdakinin gözüne kendisinin de ne kadar ufak göründüğünden bîhaberdir.
Kızlar kadar savcı da Epstein’in umurunda değildi tabiî. Ama alabileceği ceza umurundaydı ki, avukatlık âleminin ağır topu Alan Dershowitz’i yardıma çağırdı. Biraz ileride daha yakından tanıyacağımız avukat da kızların MySpace sayfalarından, uyuşturucu kullandıklarını, alkol içtiklerini ve açık saçık yorumlar yazdıklarını “kanıtlayan” belgelerle geldi. Epstein’in ağına düştüğünde 14 yaşında olan Courtney Wild, “Jeffrey kötü durumdaki kızlardan yararlanıyordu,” diye anlatacaktı sonradan, “temelde evsiz olan kızlardan. Söylediklerine kimsenin kulak asmayacağını düşündüğü kızların peşine düşüyordu ve haklıydı.”
Epstein’in tuttuğu özel detektifler kızların ailelerini huzursuz ediyordu. Birileri kızlar arasında, “Epstein’e yardımcı olanlara tazminat ödenecek, onu suçlayanlar cezalandırılacak” dedikoduları yaymaya başlamıştı.
Polis, Epstein ve iki yardımcısının küçük yaştakilere yönelik cinsel suçları birçok defa tekrarlamakla suçlandığı fezleke hazırlamayı önerdi. Eyalet savcısı Krischer, konuyu büyük jüriye götürmeyi uygun gördü. Jüri, utanç verici tutumla, sadece tek kızı dinledi ve tek seferlik fuhşa teşvik gibi bir suçun işlendiğine kanaat getirdi. Kızların küçük yaşta olmasını, suçun defalarca tekrarlanmış olmasını dikkate almadı. Bunun üzerine Palm Beach polis şefi Michael Reiter bir açık mektup kaleme aldı, “Adaletin gereği gibi yerine gelmeyeceğini hissediyorum,” diye ilan etti, eyalet savcısının soruşturmadan çekilmesini ve işi federal savcılık bürosunun yürütmesini talep etti.
Epstein’in avukatları, polis şefini gözden düşürmek için “kafayı yedi” anlamına gelecek laflar yaydılar, ama Reiter’ın çıkışı sonuçsuz kalmadı, Birleşik Devletler Federal Savcılığı soruşturma açtı. 2006 Kasım ayında FBI soruşturmaya girişti.
Karşı tarafta da, yıldızlar takımına bir yeni üye katıldı: Zamanında başkan Bill Clinton’ı perişan eden özel soruşturmacı Kenneth Starr. Eski federal yargıç, cinsel suç konusunda eski başkana karşı ne kadar tavizsiz davrandıysa, bu defa aynı ölçüde bağışlayıcı ve yumuşatıcıydı. Starr, Baylor Üniversitesi rektörlüğünden, üniversite içindeki cinsel saldırı olaylarına yaklaşımı yüzünden şiddetle eleştirilerek istifa etmek zorunda kalmıştı; şimdi bir ağır cinsel suçluyu savunmak için kimbilir ne para alacaktı. Haysiyet bazılarının kapısından girmez.
Yıldızlar takımı
Epstein’in avukatları için ABD basını “yıldız takımı” tâbirini çok kullandı. En başta, tabiî, Harvard profesörü Alan Dershowitz geliyordu. Jay Lefkowitz, Gerald Lefcourt, Jack Goldberger, Roy Black, Guy Lewis ve son transfer Kenneth Starr, karşılarına çıkmaya pek kimsenin cüret edemeyeceği bir ekip oluşturuyordu. Hepsi tek hedefte birleşmişti: Epstein federal hapishane veya eyalet cezaevine girmemeliydi. “Epstein’in taktiği,” diye yazdı Juile K. Brown, Miami Herald’da, “parasının satın alabileceği en saldırgan ve siyasî bağlantılı avukatları tutmak oldu.”
Taktik bundan ibaret değildi. Karşılarına çıkacak savcı ekibinin başında, o sırada Florida Federal Savcısı olan Alexander Acosta vardı. Hani Trump’ın çalışma bakanı yaptığı ve bu yıl Epstein skandalı yeniden patladığında, birazdan anlatacağım marifeti yüzünden istifa etmek zorunda kalan hukukçu-siyasetçi. Acosta, avukat ekibinin yıldızı, Clinton’ı alaşağı etme başarısı nedeniyle Cumhuriyetçilerin gözbebeği Ken Starr’la aynı hukuk firmasında çalışmıştı. Ekipteki mühim simâlardan Jay Lefkowitz de o firmadandı ve George W. Bush döneminde önce iç politika danışmanı, ardından Beyaz Ev’in Kuzey Kore’ye yolladığı özel elçi olarak görev yapmıştı. İlaç firmaları adına ABD Yüksek Mahkeme’sinde iki dava kazanmıştı.
Epstein Güney Florida’nın savcı yardımcılarından birini de ekibe katmıştı. Her şeyden önce vatanına milletine bağlı bir kimse olduğu belli Bruce Reinhart, 2008’in ilk günü savcılık bürosundan istifa etmiş, ertesi gün Epstein’in elemanlarının avukatı olarak işe başlamıştı. Doğal olarak, bu taraftayken edindiği istihbaratı öbür tarafa geçip karşıt amaçla kullanacağı gerekçesiyle suçlandı. “Bende Epstein hakkında gizli bilgi yok,” diye kendini savundu. Hem patronun değil, pilotlarının, küçük kızların geliş gidişini ayarlamakla görevlendirdiği Sarah Kellen’in, kızlarla seviştirdiği Nadia Marcinkova’nın avukatıydı sadece! Ne demiştik, haysiyet…
Mağdurların avukatlarından Bradley Edwards, bu ağır toplarla çeşitli şekillerde karşı karşıya geldi. Karşılıklı hakaret davaları açıldı, anlaşmalara varıldı, tekrar kapışıldı. Edwards, mağdurların mahkeme önünde ifade vermesini sağlamak için, Epstein hakkında daha fazla bilgi toplamak için taktik davalar açtı. Dershowitz, Edwards’ı barodan attırmaya kalktı.
Slate’de Christina Cauterucci, “Böyle zengin ve güçlü adamlar, sadece dava kazanmak vs. için çalışmaz,” diye yazdı. “Kendileriyle uğraşmanın anlamı olmadığı, sonuç alınamayacağı izlenimini yaratmaya, kurbanları onlara kimsenin inanmayacağına inandırmaya, ailelerini hedef alıp işlemeye, onları savunan hukukçu ve gazetecileri sindirip vazgeçirmeye çabalarlar. Avukat Bradley Edwards’ın yaptıkları bu yüzden çok önemli.”
Avukatlar savaşı, yoksulların yanaşmaya cesaret edemeyeceği yasa ve düzen meydanına çıkan karanlık, tekinsiz sokaklarda bütün kravat ceketiyle sürerken, hakikat, Epstein’in ağına düştüğünde 14 yaşında olan bir yoksul mahalle kızı tarafından çoktan dile getirilmişti. “Jeffrey kötü durumdaki kızlardan yararlanıyordu,” diye anlatacaktı Courtney Wild, “temelde evsiz olan kızlar. Söylediklerine kimsenin kulak asmayacağını düşündüğü kızların peşine düşüyordu ve haklıydı.” Wild, avukatlık piyasasının ağır toplarının kafasının nasıl çalıştığını çözmüştü, kendilerine karşı hangi silahın kullanılacağını biliyordu. Mağdurlar, kendilerini neyin nasıl mağdur ettiğini gayet iyi bilirler, haliyle. Başta ünlü Dershowitz, Epstein’in avukatlar yıldız takımı, mağdur kızların “sözüne kulak asılmaz” tayfasından olduğunu öne sürerek müvekkillerini kurtarmaya çalışmışlardı.
Sonraki yıllarda kurbanlardan bir kısmı avukatlar tutup davalar açtılar. Yirmiden fazla dava açıldı. Epstein’in avukatlarının kızlara davranışları feciydi. Michelle Licata, 16 yaşında, Epstein ona “üstündekileri çıkar” dediğinde, henüz başka hiç kimsenin yanında çırılçıplak kalmamıştı. Şöyle anlattı: “Avukatları hayatıma girip çıkıyorlardı. Bebeğimin olup olmadığını sordular, kürtaj olup olmadığımı sordular, ‘otuz değişik adamla yattın mı’ dediler. (…) Dedim ki: bana şu yaptıklarını yüzlerce kıza yapan birini temsil ederek üstüme böyle geliyorsunuz. Gece yatınca nasıl uyuyorsunuz?”
Polis Recarey Miami Herald muhabirine demişti ki: “Anlaşmanın kenara atılacağını ve savcıların fahişe damgası vurduğu bu genç kızların sonunda bu damgadan kurtulacağını ve onun [Epstein’in] ait olduğu yere, hapishaneye gittiğini göreceğimi umdum.” Göremedi. 50 yaşında öldü.
"Bir Erkeklik ve Zenginlik Öyküsü" yazı dizisinde önceki bölümler:
1- Çünkü bu “onların” hikâyesi
2- Hepsi aynı şeyleri anlatıyordu