Süreçte yeni gelişme: Şubat ayında PKK feshedilebilir
Siyasi parti yönetimleri, ABD, AB ülkeleri, iktidar partileri, Kürt siyaseti ve özellikle halklar barış isterken, süreci baltalamaya çalışanlar, ne ekerlerse onu biçecekler gibi görünüyor. Diplomasiyi ve sağduyuyu seçenler, barış diliyle iletişim kuranlar ve sürece destek verenler ise kazananlar olacak

04.02.2025
Barış sürecine ilişkin görüşmeler sürüyor, peki neler oluyor?
- İmralı heyeti, siyasi partilerle görüşmelerini tamamladıktan sonra, 22 Ocak’ta İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la tekrar görüştü.
- Öğrendiğimiz kadarıyla Öcalan, dediklerinin çarpıtılmasını ya da tartışmaya açılmasını kesinlikle istemiyor ve “Planlarım, çalışmalarım var, benim dediklerim hayata geçirilsin.” tavrını benimsiyor.
- Rojava’da bulunan Suriye Demokratik Güçleri’nin (DSG) yöneticisi Mazlum Abdi, KDP lideri Barzani’yle görüştü.
- Türkiye’yle çok yakın olan HTŞ’nin lideri Ahmed eş-Şam ve DSG arasındaki görüşmeler devam etti.
Diyarbakır Dayanışma Platformu, meclisteydi
Diyarbakır Barosu Başkanı, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri, Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği Başkanı, KESK ESM Şube Başkanı, IHD Diyarbakır Şube Başkanı, Ses Şube Eş Başkanı, Rosa Kadın Derneği Başkanı; Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu bünyesinde bulunan 123 sivil toplum örgütü adına, mecliste grubu bulunan siyasi partilerle görüştü. 27-28 Ocak tarihlerinde gerçekleşen görüşmelerde platform, siyasi parti temsilcilerine şu mesajları iletti:
“- Kürt meselesinin diyalog yoluyla çözümü konusunda gelişecek sürecin destekçisi ve takipçisi olacağız.
– Gelişecek sürecin kalıcı barışa ulaşması konusunda Diyarbakır ve bölge kentlerinde çok ciddi bir talep ve beklenti var.
– Sürecin, siyasi kaygılardan uzak, evrensel insan haklarını esas alan bir perspektifle yürütülmesi gerekiyor.
– Kayyım atama yetkisini içeren yasa metninin iptal edilmesi gerekli.
– Demokratik siyasetin önünü tıkayan gözaltı ve tutuklamaların son bulması önemli.
– Anadilin, eğitim ve kamusal alanda kullanımının önündeki engellerin ortadan kaldırılması için yasal düzenlemenin yapılması gerekli.
– Sivil ve demokratik anayasa yapım sürecinin bir an önce başlatılması önemli.
– Suriye’de Esad sonrası yaşanacak yeni süreçte Kürtlerin de varlığının kabul edilmesi ve askerî operasyonların sonlandırılması gerekiyor.
– Anayasa Mahkemesi ve AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının, yerel mahkemelerce uygulanmasının önündeki engellerin kaldırılması gerekli.”
Efkan Ala’dan “bambu” benzetmesi
Platform temsilcilerinin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala ile yaptıkları görüşmede Ala; 2013’e nazaran bu süreçten daha umutlu olduğunu belirtti ve bambu ağacını bir metafor olarak kullandı. Ala; bambu ağacına düzenli olarak su verildiğinde, gözle görülür bir büyüme gerçekleşmese de sonrasında ağacın bir anda boy atarak, sulandığı sürecin karşılığını verdiğini, aktardı ve kısa sürede önemli gelişmeler olabileceğinin altını çizdi.
Tüm bu trafiği değerlendirdiğimizde ve farklı kaynaklardan aldığımız bilgilere göre: 15-25 Şubat tarihleri arasında Öcalan tarafından, PKK’nin feshedilmesine ve Türkiye’de bulunan silahlı güçlerin sınır dışına çıkarılmasına dair bir açıklama yapılabilir.
PKK, silahlı güçlerini Irak’a çekebilir
ABD ve Avrupa ülkelerinin de destek vereceği gelişmeler ışığında, PKK’nin silahlı güçlerinin, Irak’a çekilmesi bekleniyor.
Barzani ve DSG arasındaki görüşmeler sonucu, Kürt askerî güçleri tek bir çatı altında da toplanabilir. Fakat Barzani şimdilik bu konuya sıcak bakmıyor.
Suriye yönetimi ve DSG görüşmelerinde ise DSG’nin silahlı güçlerinin, mevcut Suriye ordusuna entegre edilmesine ilişkin henüz bir anlaşma sağlanmadı. Zira DSG, silahlı mensuplarının, Suriye ordusunda rütbe ve mevki sahibi olmasını isterken, Kürtlerin yaşadıkları bölgelerde de siyasi haklar ve valilikler aracılığıyla özerk yönetim istiyor.
Suriye yönetimi ise YPG’nin, Suriye ordusuna entegre olması dışında, yapılacak yeni anayasayla Kürtlerin kültürel haklarının güvence altına alınacağını söylüyor. Her koşulda DSG’nin, bazı petrol kuyularını denetlemesine de izin verilecek gibi görünüyor. Suriye’de, YPG’nin 12 bin civarı silahlı gücüne de müsaade edilebilir.
Türkiye’nin, SMO üzerinden Rojava’ya askerî müdahale tehdidi ise devam ediyor. Bir müdahalenin hiç akılcı olmayacağı aşikâr. Barış sürecini olumsuz etkileyebileceği gibi, böylesi bir operasyona ne ABD ne de HTŞ sıcak bakıyor. Zira ABD, Suriye’den çekilmeden önce Türkiye, Kürtler ve HTŞ arasında bir çatışmasızlık yaratılmasını istiyor. Bunun nedeni de elbette İran’ı hedef alırken, müttefiklerini çoğaltmak ve güçlendirmek. Planladığı sistem doğrultusunda, kamplara yaptığı yardımları da kesti Trump yönetimi.
Sonuç itibarıyla DSG ve HTŞ, Suriye’deki anlaşmazlık noktalarında anlaştıklarında büyük bir yol katedilmiş olacak. PKK ise yüksek ihtimalle feshedilecek ve artık Türkiye’de faaliyet yürütmeyecek.
Demokratik haklar ne olacak?
Bu gelişmeler halklara ne kazandırır, diye bakacak olursak; öncelikle cezaevlerinde bulunan siyasi ve bazı adli mahpuslara ilişkin yapılacak düzenlemeler, Türkiye için demokratik bir adım olabilir. Bu da ancak TMK, TCK, İnfaz Yasası değişikleri ve atılan adımların yeni anayasayla güvence altına alınmasıyla vücut bulacaktır.
Atanan kayyımlar geri alınmasa bile kayyım yönteminin uygulanması da son bulacaktır.
Anadil ve kültürel haklar üzerindeki baskı ve yasaklar kalkacak, haklar, anayasayla koruma altına alınacak, ırkçılık ve nefret suçları cezalandırılacaktır.
Bahçeli’den, De Klerk çıkar mı?
Tüm bunlar ve benzeri adımlar, Avrupa Birliği ülkeleri tarafından da heyecanla bekleniyor. AB ülkelerinin temsilcileri şimdiden, “Devlet Bahçeli’den bir Willem de Klerk çıkar mı?” diye tartışmaya başladı. Beklenti yüksek.
Belirtelim; CHP dahil, meclisteki siyasi partiler de bu sürece destek vermekteler.
Erdoğan ve AK Parti adına sürece dahil olan isim Efkan Ala, 2013’te yürütülen çözüm sürecine de hâkim ve bu kapsamda deneyimli. Ala’nın, bu defa daha iyimser ve umutlu olduğunu ise söylemiştik.
Hal böyleyken ve yine de temkinli olduğumuz bir gidişat varken, iktidarın cezaevlerindeki hasta mahpuslara yönelik atacağı adımlar, tarafların birbirlerinin samimiyetine güven duymasını da sağlayacaktır.
Öte yandan önümüzdeki süreç, birkaç kayyıma daha gebe ve bu gelişmeler, görüşen taraflar açısından da biliniyor muhtemelen.
Tarafların elbette kendi çıkarlarını koruyacak kazanımları talep edip, konuşmaları da normal. Buradan, Erdoğan’ın tekrar başkan adayı olması veya AK Parti, Dem Parti, MHP ittifakı çıkar mı, bunu şimdiden bilemeyiz.
Barışa destek verenler kazanacak
Halklar olarak, herhangi bir siyasi partinin iktidara gelmesinden ya da fanatiklik ve partizanlıktan çok daha önemli sorunlarımız, taleplerimiz var. Her zamanki gibi, halkların çıkarını ve ülkede ekonomik krize de etki edecek demokratik adımlar atılmasını, merkeze koymaya devam edeceğiz.
Fakat görülüyor ki CHP içinde bulunan bir klik ve bazı ulusalcı kesimler, kendi çıkarları, hesapları ya da iktidar hırsları için halklar ve ülke adına atılacak olumlu adımlara taş koymaya, kutuplaşma ve kışkırtma politikasını körüklemeye çalışacak.
Ülke hassas bir dönemden geçerken, çıkarcılıklarını, kahramanlık kisvesi ya da “Yetişin, ülke bölünecek” yaygarası altına gizleyerek Türk halkını kışkırtmaya çalışanların, buna bir son vermesi gerekiyor. Zira her şeye rağmen Türk halkı da, Kürt halkı da barışı ve kardeşliği seçecek. Özellikle Kürt halkından yana gelen bilgi ve haberler bu yönde.
Gerisi artık herkesin kendi tercihine kalmış. Karışı çıkanlar olsa da taraflardan yana bir olumsuzluk gelişmezse bu süreç yürüyecek.
Siyasi parti yönetimleri, ABD, AB ülkeleri, iktidar partileri, Kürt siyaseti ve özellikle halklar barış isterken, süreci baltalamaya çalışanlar, ne ekerlerse onu biçecekler gibi görünüyor.
Diplomasiyi ve sağduyuyu seçenler, barış diliyle iletişim kuranlar ve sürece destek verenler ise kazananlar olacak.
Tabii burası Türkiye ve her an her şey değişebilir. Bizler, bu gelişmeler ışığında şimdilik Şubat ayında atılacak adımları beklemeye devam ediyoruz.