
Basın tarihi: Sanat artık eğlencenin alt kümesinde
Sanata bakma sebebimiz hayatı daha iyi görmek değil artık, sanata hayata hiç görmeyelim diye bakıyoruz. Mümkünse hiçbir yüzleşmeye dahil edilmemek istiyoruz. Yaşamı ölüm kadar hareketsiz kılmayı arzuluyoruz. Yan gözle baktığımız eğlenceliklerimiz dönsün dursun yeter

Kırım Savaşı, Parislilerin sıçanları yediği 1870 Kuşatması ve 2. Savaş sonrası Fransa
Sofrada Kırım Savaşı sohbeti yapanların Erzincanlı Sadık’tan ve şehirlerden toplanıp cepheye gönderilen sivillerden -doğal olarak- haberleri yoktu. Ben bu habersizliği mesele etmeye çalışıyorum

Mevzubahis “kardeşlik” ise…
“Hepimiz kardeşiz” denildiği zaman, kardeşlik söylemine muhatap olan halk, “kardeşlik hukukunun” gerekli kıldığı hiçbir hakka neden sahip olmadığı ve “üvey kardeşin bile hakları vardır, hangi devirde yaşıyoruz?” hissine kapılıyorsa, o sözün ifade ettiği anlamın bir değeri kalır mı?

TikTok’u Bırak, Xiahongshu’ya Bak
ABD ve Çin arasındaki Xiahongshu köprüsü kalıcı olabilecek mi, yoksa araya gene rekabet ve siyaset mi girecek? Veya Çinliler ve Amerikalılar, sosyal medya üzerinden kendilerine yeni iletişim kanalları mı oluşturabilecekler mi? İşin özünde belki de Çinliler ve Amerikalıların; hatta günümüz gençliğinin birbiriyle farklarından çok benzer yönleri olması yatıyor

Lefter, Şükrü Saraçoğlu’nun nesi olur?
“Lefter’in töreni çok anlamlı ve umut vericiydi. Ama onu ismini Şükrü Saraçoğlu’ndan alan bir stattan yolcu etmemizin ruhunu huzursuz ettiğinden eminim. Çünkü Saraçoğlu, Lefter’in yaşamının en acılı dönemlerinin, söyleyemediklerinin, anlatamadıklarının failiydi…”

Okumalar, değinmeler: Annie Ernaux ve hafıza tetikleyici olarak Seneler romanı
“Madam Verne, kış akşamının erken gölgesinde alaca bir renge bürünmüş olan oturma odasında, şöminedeki odun yığınına kendi elleriyle bir kibrit çaktı. Jules Verne konukların paltolarını aldı. Madam Verne, Nellie Bly’ı şöminenin yanındaki bir sandalyeye götürdü ve karşısındaki sandalyeye oturdu…”

Basın tarihi: Kürt Sorunu ve Ahmet Özer
Basın tarihi çerçevesinde kazı yaparken Ahmet Özer’in 12 önce “Kürt Sorununda barışçıl çözüm” isteyen bu yazısına rastladım. Tabii, yazıyı okuyan herkesin aklına haklı olarak şu soru gelecek: Bugün iktidar partilerinin söylediğini 12 yıl önce söylemiş olmak suç mu?

Okumalar, değinmeler: 4. kattan düşen tuğla
Lenu, Lila’ya dair söylediklerinde haklı. 4. kattan düşen tuğla örneğinde Lila’da bir farkla aynı şeyi yapardı. Tuğlanın gelişine bakar ve bir matador edasıyla yarım adım kenara çekilirdi. Tıpkı, oğlan çocuklarının attıkları taşlar karşısında yaptığı gibi

Basın tarihi: Köşe Yazısında Zamanı Sektirmek…
“Taş” zamanın üstünde hep aynı hızla sekiyor, yıllardan yıllara geçiyor ve hızını da biz değil, dünyanın yaratılışıyla o taşı ilk atan güç belirliyor. Biz de zamanın üstünde sekerek geçerken, “yazı” o sekişlerimizi kayda geçiriyor