
Bayram ve barış
Barış, bir anda gerçekleşmesi mümkün bir şey değil; bir süreç sorunu. Bu sürecin işlemesi de, ciddi bir yüzleşmeye ve zihniyet devrimi gerçekleştirmeye doğrudan bağlı. Bu sürecin neresinde olduğumuz konusunda bazen iyimser, bazen kötümser demeyeyim de karamsar oluyorum doğrusu…

Kore için sandık zamanı
Güney Korelilerin yüzde 30’u kendilerini muhafazakâr, yüzde 30’u liberal olarak tanımlıyor. Uzmanlar, Güney Kore’nin 44 milyon seçmenin yaklaşık yüzde 30 ila yüzde 40’ının siyasi açıdan tarafsız olduğunu ve bu sefer kimi destekleyeceklerinin 10 Nisan seçimlerinin sonuçlarını büyük olasılıkla belirleyeceğini söylüyor

“Türkçe kuyumculuğu”
“Sanırım anısal yazılarda, bazen anlatım biçimi, yani ‘üslup’ içeriğe ağır basar… Diyelim eski bayramlarda, anne-babalarıyla aile büyüklerini ziyarete gelmiş küçük çocuklara bayram harçlıklarıyla, birer de mendil verildiğini anlatıyorsun. Anlatıyorsun da, nasıl anlatıyorsun?”

Tutuluyoruz
Navajolar, tutulmayı ruhani bir dönüm noktası sayarak, meditasyon için çok özel bir zaman olarak düşünüyor. O nedenle, onların geleneksel tercihi, tutulma zamanını sakin ve sükunet içinde geçirmek. Arizona’daki Hopiler, tutulmanın dua etme ve kutsal sözlerin tekrarlandığı ritüellerle geçirilmesi gerektiğine inanıyorlar

AK Parti’nin “Geleceğe Dönüşü”: Yumuşama tezleri
AK Parti cephesinde yeni bir şey yok. Dışarıda tartışıldığı manasıyla, “yumuşamayı”; yani gerçek manada bir değişimi tartışan, öneren ve hatta düşünen de yok. Olsa, zaten bugünlere gelinmezdi. Bu gibi özeleştiriler, 2019 yerel seçimlerinden sonra; hele de, ikinci kez gerçekleştirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı oylamasından sonra yapılırdı

Jül Vern Seyahat Acentesi (7): Nellie, yolculuğun başladığı yere, Calais’e gidiyor
Bay Verne, macera dolu anlatısını yazdı, bitirdi ve roman koltuğunun altında birçok yayıncı dolaştı fakat her defasında olumsuz cevaplar aldı. Ta ki yayıncı Hetzel’in kapısını çalana kadar. Balonla Beş Hafta, Hetzel tarafından yayımlandı ve bir anda büyük başarı kazandı

Basın tarihi: Erguvanlar
İnsanların bir türlü kendileri olamadıklarını, en çok ‘kendileri olmaktan’ korktuklarını, kendileri olmaktan utandıklarını, saklandıklarını, kendilerini saklayabilmek için gerçek olmayan hayatlar icat ettiklerini, aslında var olmayan ‘bir başkasını’ taklit etmeye çalıştıklarını gördü erguvanlar

Jül Vern Seyahat Acentesi (6): Verne ailesi ve Nellie
Verne ailesi ve Parisli gazeteci Bay Sherard, konuklarını uğurladıktan sonra eve, içeri girdiler. Bayan Verne bir kenarda birkaç satırlık not gördü. Neye dair olduğuna dikkat etmedi, sadece Martin Chuzzlewit ve America kelimeleri gözüne çarptı…

Rusya’daki saldırının “şifreleri”
IŞİD’ın bu saldırının arkasında olduğunu gösteren iki sağlam kanıt var: IŞİD, yapmadığı saldırıları üstlenmiyor. Bu saldırıyı, üç kez üstlendi. İkinci olarak da, bu terör örgütü; Rusya’yı Afganistan, Çeçenistan ve Suriye’deki savaşlarda “Müslümanları hedef almakla” suçluyor ve “başlıca hedeflerinden biri” olarak görüyor

Vietnam’da yolsuzluk lider götürdü
Kimi yorumcular, Vietnam’ın Devlet Başkanı’nın kim olduğunun çok da mühim olmadığını iddia ediyor. Gerekçe olarak, ülkede ekonomi yönetiminin “konsensus”a dayalı olmasını gösteriyorlar. Bu nedenle, Vietnam’ı kim yönetirse yönetsin, ekonominin “iyi gideceğini” ve istikrarın da süreceğini düşünüyorlar. Öte yandan, Komünist Parti’nin Vietnam’daki elli yıllık iktidarında ilk kez bu derecede bir siyasi belirsizlik yaşandığı da öne sürülüyor

Jül Vern Seyahat Acentesi (5): Kısa bir hazırlık ve yola çıkış
Nellie Bly ve meslektaşı, akşamın erken saatlerinde, Amiens tren garında, Jules Verne, Madam Verne ve Parisli bir gazeteci olan Bay R. H. Sherard tarafından gayet samimi ve sıcak karşılandılar. Arabalara binip Verne ailesinin evine doğru hareket ettiler

İstanbul’da Kürt seçmen “Ma bizim için ne değişecek ki?” diyor
DEM Parti tabanında biraz “sandığa gitmeyeceğim”, biraz DEM Parti, biraz İmamoğlu ve çokça da kararsızlık gözlemledim. Heyecan yoktu ve insanlar seçimin şu veya bu aday lehine sonuçlanmasıyla çok da ilgili değillerdi; Bizim için ne değişecek ki?