Yeşim Akbaş Nasıl Öldü?
“Kızım Yeşim hayatla barışık, neşe dolu, hayvansever bir insandı. Silahlardan korkardı. Böyle bir insan kendine zarar verir mi? Yalan söylüyor!”
05.06.2023
Seçim gündeminin ve kampanyaların rüzgârında çok dikkat çekmese de gencecik bir kadın daha şüpheli bir şekilde öldü Nisan ayında.
Yeşim Akbaş, 26 yaşında hayat dolu bir genç kadındı ve Manisa’nın Demirci ilçesinde komiser yardımcısı Doğancan Y.nin kaldığı polis lojmanında 14 Nisan günü başından vurulmuş olarak bulundu. Silah, Doğancan Y.ye aitti ve D.Y, Yeşim’in kendisinden habersiz olarak silahını alıp intihar ettiğini iddia ediyordu.
Soruşturmayı Manisa Demirci İlçe Jandarma Karakolu yürüttü. Doğancan Y. olayla ilgili olarak gözaltına alınmasına rağmen üç gün sonra serbest bırakıldı. Ardından Manisa Salihli Ağır Ceza Mahkemesi savcısının itirazı üzerine, tekrar gözaltına alınarak tutuklandı.
Şu anda dosyada gizlilik kararı var ve Doğancan Y. ile ilgili iddialara dair, gerek Demirci Jandarma Karakolu gerekse Demirci İlçe Emniyet Müdürlüğü bilgi vermek istemiyor. Yeşim’in annesi Aysun Akbaş ise tanık olduğu ve bildiği tüm detaylarla Yeşim’i anlattı bize, Demirci halkı ve esnafı da Doğancan Y.ye dair tanıklıklarını.
“Petshop’ta tanıştılar”
“Çocuğum altı senedir Simav’da güzellik merkezi çalıştırıyordu. Hedefi büyüktü kızımın, ‘Zincirler kuracağım.’ diyordu. İkinci iş yerini 1,5 sene önce Demirci’de açtı. Biz Kütahya Simav’dayız, o Manisa Demirci’deydi. Orada çalışıyor ve bizden 45 dakika uzaklıkta yaşıyordu.” diyen Aysun Akbaş, Yeşim’in Doğancan Y. ile tanışmasını ise şöyle aktardı:
“Kızım hayvansever bir çocuktu. 4 tane görme engelli, bir tane de normal kedisi vardı. Bu yüzden sürekli petshop’a giderdi. Orada tanışmış Doğancan Y. ile. Belki de bekledi, takip etti kızımı, öyle tanıştı.”
Hayvanları çok seven Yeşim, Doğancan Y.nin kendini hayvansever olarak tanıtmasından, kibar ve ince davranışlarından çok etkilenmişti. Yeşim’in ölümünden sonra ilçe halkının anlatımları ve resmî kayıtlardan ortaya çıkanlar ise Doğancan Y.nin hiç de kendini tanıttığı gibi bir profile sahip olmadığını gösterdi.
Hakkında taciz iddiaları var
İlçe halkından öğrendiklerimizi Aysun Akbaş’a sorduk:
“Bize de anlattılar, meğer Doğancan Y. pek çok genç kızı taciz eden biriymiş. Manisa Demirci’ye de eski görev yerinde kadına şiddet uyguladığı için sürgün gitmiş. Bizim olaydan üç ay kadar önce Manisa’da bir kaza geçirmiş. Alkollü araba kullanıp 4 tane arabayı, bir tane yayayı biçmiş ve uçurumdan uçmuş. Yanında bir de bayan varmış ve ikisine de bir şey olmamış. Bu bayan da Manisa’da güzellik merkezi sahibiymiş. Bu bir tesadüf olamaz. Büyük ihtimalle paradan dolayı yanaştı benim kızıma ve takip edip tanışmak için bekledi. ”dedi Akbaş.
Peki, hakkında pek çok iddia bulunan, eski görev yerinde de benzeri suçlamaların hedefi olmuş ve Demirci esnafının “Elinde silahını sallaya sallaya kafelere gelirdi.” diye anlattığı Doğancan Y. neden Yeşim’in ölümüne kadar açığa alınmadı veya meslekten ihraç edilmedi? İddialar doğruysa eğer, ortada büyük bir ihmal suçu da var. Şüphelinin ise görevini kötüye kullanarak zarar verdiği pek çok genç kadın söz konusu.
Ayrıca Doğancan Y.nin eski eşine de şiddet uyguladığı, kıskançlık nedeniyle başına silah dayayarak ona “Sen ölümün ne demek olduğunu biliyor musun?” dediği, hatta hakkında uzaklaştırma kararı çıkartıldığı, eski eşin yetkililere yazdığı dilekçelerde mevcut olan bilgiler. Altını çizelim: Bu bilgi ve iddialara rağmen olay gününe dek görevinin başında olan, Demirci halkının anlattıklarına göre de benzeri hâl ve hareketlerine devam eden Doğancan Y.den bahsediyoruz!
“Yeşim hayat doluydu”
Şimdi Yeşim’in intihar ettiğini iddia ediyor Doğancan Y. Anne Aysun Akbaş ise kızının neden intihar etmeyeceğini şöyle anlatıyor:
“Onun dediğine göre intihar etmiş ama ölmeden yarım saat önce kızım, iş yerindeki lazer epilasyon aletinin bakımına gelmeleri için servise mesaj atmış. İntihar edecek kişi böyle bir şey yapar mı?”
Akbaş, Yeşim’den bahsediyor sonra:
“Kızımın hiçbir sıkıntısı yoktu. Keman, kanun ve gitar çalardı. Hayatla barışık, neşe dolu ve çok aktif bir kızdı. Hayvansever bir insan, ona muhtaç kör kedileri varken asla intihar etmez. Kızım, eğer bana bir şey olursa engelli hayvanlarıma kim bakacak, diye düşünürdü.”
Ve ekliyor: “Sürekli kitap okuyan bir çocuktu. Bir buçuk günde kitap bitirirdi. İki dil biliyordu. Yeşim, silahtan çok korkardı, nereden tutulur bilmezdi. Su tabancasıyla bile oynamazdı. Bizim hayatımıza silah hiç girmedi. Böyle bir insan kendine zarar verir mi? Zaten bugüne kadar hiçbir hastane kaydı da yok kendine zarar verdiğine dair. Ona mı denk gelmiş? Yalan söylüyor!”
“Yeşim’i kandırdı”
Tanıştıktan sonra Doğancan Y.den etkilenen ve flört etmeye başlayan Yeşim, annesine göre çok kısa süren bir tanışma dönemine rağmen güvenmiş Doğancan Y.ye. Aysun Akbas, Doğancan Y.nin kızını kandırdığını söylüyor:
“Kızıma ‘Senin adını koluma dövme yaptıracağım.’ demiş. Kızım sevildiğini zannetti, buna kandı. Yeşim de onun adını yazdırmıştı koluna.”
Yeşim, Doğancan Y.yi, ölümünden beş gün önce, ailesiyle tanıştırmak için Simav’a da götürmüş. Aysun Akbaş o süreci ve gözlemlerini ise şöyle anlatıyor:
“Kızım 26 yaşındaydı ve daha önce de konuştukları oldu. Hep uzun bir tanışma dönemi geçirirdi. Biriyle konuşmaya başladı mı, bize hemen bahsederdi. Biz bunları normal karşılayan bir aileyiz, ona baskı yapmazdık.”
Devam ediyor Akbaş:
“Kızım bize heyecanlı bir şekilde ’Annecim, babacım ben evleniyorum, yuvadan uçuyorum, evleneceğim kişiyi buldum.’ dedi. Biz, Kızım sen ne diyorsun, acele etme, desek de ‘Gerçekten çok kibar, iyi bir insan. Bayramdan sonra beni istemeye gelecekler. Ardından nişan yapacağız, yaza da düğün var. Benim evde kalacağız.’ dedi bize. Her şey o kadar hızlı gelişti ki.”
Ve ekliyor haklı eleştirilerini:
“Olaydan önceki Pazar günü ‘Sizinle tanışmak istiyor.’ diyerek bizim eve getirdi onu. Benim kafama takılan bir konuşması oldu o gün. ‘Ben kızınızla evleneceğim, bundan sonra kızınız bana emanet, başına hiçbir şey gelmeyecek.’ dedi bize. Bu lafı beni mahvetti. Ağzım tutuldu da diyemedim ona, benim kızım Kıbrıs’a kadar kendi başına gezmeye gitti. Benim kızım 1,5 senedir yalnız yaşayan, her şeyin hakkından gelebilen bir insan… Bu lafı beni çok endişelendirmişti. Bir de kirada oturuyormuş daha önce. Orada tavuk beslediği için ev sahibinin evden çıkardığını söylemişti. Sonradan öğrendik ki, o eve sürekli kız getirirmiş. Kız çocuklarını tavuk gözüyle görmüş ki demek, bize öyle anlattı. Demirci’deki insanlar da, çok kızı taciz ettiğini söylüyor. Eğer daha önce görev yaptığı yerde polislikten alınsaydı, bir sürü kızın canı yanmayacaktı, benim kızım ölmeyecekti. Yeşim öldükten sonra açığa alındı. Biz polislere güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz?”
“En ağır cezayı almalı”
Dosya kapsamında şu anda telefonlar inceleniyor ve Doğancan Y.nin adli tıptan gelecek Swap raporu bekleniyor. Anne Aysun ve baba Mustafa Akbaş ise sanki kızlarıyla birlikte ölmüş gibiler.
“Çocuğum evlenecek, gelinlik giyecekti. Çocuğu olacaktı, torunlarımı sevecektim. Bizim güzel giden hayatımızı mahvetti, bitirdi Dogancan Y. Biz artık ruh gibi yaşıyoruz. Ne uykumuz kaldı ne öğünümüz. Sadece iyice acıkırsak bir şeyler yiyoruz. Ne zaman uykumuz geldi, oracıkta sızıp kalıyoruz. Eşimiz, dostumuz, akraba ve komşularımızın hepsi bize destek oluyor. Onlar da çok üzgünler. Hepsi severdi kızımı. Kızım herkesle konuşurdu, herkesle barışıktı. “ diye anlatıyor Aysun Akbaş şimdiki hayatlarını ve ekliyor son olarak:
“Ölünceye kadar bu davanın peşindeyim. Benim gencecik kızımın hayatı bitti. En ağır cezayı alırsa ancak o zaman içimiz serinleyecek. Herkesin çocuğu, benim çocuğum. Böyle bir insan içeriden çıkmamalı ki kimsenin çocuğuna zarar vermesin.”
Tabii ki bizler de dosyanın gizlilik kararı kalkıp iddianame çıktıktan sonra da Yeşim’in şüpheli ölümünün takipçisi olmaya, 26 yaşında hayat dolu genç bir kadının nasıl öldüğünü yazmaya devam edeceğiz.