Punto24 Bağımsız Gazetecilik Platformu’nun mesleki araştırma, eğitim ve dayanışma amacıyla oluşturacağı P24 Medya Kitaplığı, iki kitapla yayın hayatına başladı: Yavuz Baydar’ın yazdığı
Bir Açık Hava Hapishanesi Olarak Haber Merkezi: Türkiye Medyasında Yozlaşma ve Sansür ile Mahmut Çınar, Yonca Poyraz Doğan, Tayfun Ertan, Barış Soydan ve Rana Şenol’un ortak çalışması olan
Ayrımcı Dile Karşı Habercilik Kılavuzu.
Bir Açık Hava Hapishanesi Olarak Haber Merkezi: Türkiye Medyasında Yozlaşma ve Sansür, Türkiye’de “beyefendi gazeteciliği” sürecinin başlamasını, gazetecilere ve yayın kuruluşlarına yönelik baskıları, sansür girişimlerini, kamu yayınları üzerindeki sıkı hükümet denetimini ve son yıllarda medyadaki dönüşümün ülkenin demokratikleşme sürecine nasıl ket vurduğunu somut örnekler üzerinden anlatıyor. Yavuz Baydar’ın, 2014 sonunda “Joan Shorenstein Fellow” sıfatıyla bulunduğu Harvard Üniversitesi, Kennedy School’a bağlı Shorenstein Center on Media, Politics and Public Policy’de İngilizce olarak kaleme aldığı metin, E. Barış Altıntaş’ın çevirisiyle basıldı.
Gezi direnişiyle birlikte basının bağımsızlığına yönelik endişe düzeyi kodunun “turuncuya yükseldiğini” ve 2014’ün basın tarihine “annus horribilis” olarak geçeceğini söyleyen Baydar, çalışmasının kapsamını şu sözlerle özetliyor: “Bu çalışmada Türkiye medyasının nasıl otosansür hastalığına yakalandığını ve hükümet müdahalesi ile nasıl işbirliği yaptığını ortaya koyan belgeler detaylarıyla sunuluyor. Bu çalışma, durumun travmatik arka planını ve sakat bir medyanın bugün nasıl bir tarihî bir sınavdan geçtiğini anlatıyor.”
“Yayın kuruluşlarının haber merkezlerinde korku hâkim” diyor Yavuz Baydar, “Tüm sektörün yaklaşık yüzde 80’ini oluşturan medya holdinglerinde habercilik, saldırgan ve kibirli bir hükümete toplu itaat ile kirletilmiş durumda. Habercilik büsbütün stenografiye dönüşmekte. Muktedir ne söylerse o yazılıyor.” Baydar, “karmaşık ve kalıcı bir problem” olarak nitelendirdiği mevcut durumu gözler önüne sererken, medya özgürlüğü ve bağımsızlığının garanti altına alınabilmesi için Cumhurbaşkanı’na, TBMM’ye, hükümete, yargıya, gazetecilere, AB’ye, ABD’ye ve uluslararası medya izleme kuruluşlarına dikkate alınması elzem tavsiyelerde bulunuyor.
Ayrımcı Dile Karşı Habercilik Kılavuzu, medyadaki yaygın dilin toplumda baskın olan grup ve kimlikler dışındaki grup ve kimlikleri ayrımcı bir biçimde nitelendirdiği görüşünden hareketle, haber dilindeki “açık ya da dolaylı sorunları masaya yatırmak, görünür kılmak ve mütevazı önerilerle bu sorunların bird aha tekrarlanmaması için uyarılarda bulunmak amacıyla” ayrımcılık ve nefret söylemi konularına odaklanarak hazırlandı.
Çalışma kapsamında, farklı kültürel ve ideolojik katmanları temsil edebilmeleri ve belli bir nicel temsile karşılık gelen tirajları göz önüne alınarak,
Hürriyet, Sabah, Sözcü, Yeni Akit, Yeni Çağ ve
Zaman olmak üzere altı gazetenin Şubat 2014- Nisan 2014 arasındaki üç aylık sayıları tarandı. Tarama sonucunda sorunlu bulunan içerikler, kılavuzda haber örneği verilerek ve “Neden sorunlu,” “Nasıl olabilirdi” başlıkları altında inceleniyor.
Kılavuz, haber içeriklerinde saptanan sorunlu ifade ve yaklaşımları “Haberde Kadına Yönelik Cinsiyetçi Söylem,” “Irkçı Söylem: Etnik ve Dinî Ayrımcılık,” “Yabancı Düşmanlığı,” “Homofobik Söylem,” “Haberde Siyasî Ayrımcılık,” “Haberde Engelliler, Yaşam Tarzı ve Görünüşe Dayalı Ayrımcılık,” “Haberde Yaş Ayrımcılığı,” “Haberde Sınıfsal Ayrımcılık,” “Haberde Ruhsal ve Zihinsel Sorunlulara Ayrımcılık” başlıkları altında inceliyor ve haberlerde dikkat edilmesi gereken sözcük ve ifadelerden oluşan bir sözlükçeye de yer veriyor.
Mahmut Çınar, kılavuzun hazırlanma sürecine de açıklık getirdiği “Giriş” bölümünde “Gündelik dil, ayrımcılıkla dolu” diyor ve ekliyor: “Barışın ve eşitliğin önündeki en büyük engellerden biri olan ayrımcılığı ortadan kaldırmak istiyorsak bu dille uğraşmalı, dile yerleşmiş ancak çoğu zaman farkında olunmadan kullanılan ifadeleri gözden geçirmeli, tartışmalı ve hatta dilden çıkarmalıyız. Aynı mücadele habercilik dili için de geçerli.” Çınar, yalnızca ayrımcılık konusundaki sorunlara eğilen kılavuzun hazırlanma sürecinde ayrımcı bir dil ve yaklaşıma sahip olan haberlerin çoğunun yapı, dilbilgisi kurallarına uyulması ve 5N1K gibi gazeteciliğin evrensel ilkeleri açısından da sorunlar taşıdığını fark ettiklerini vurguluyor.
P24 Medya Kitaplığı’ndan çıkan kitapların tasarımı Bülent Erkmen tarafından yapılıyor. Kitapların basımı ise P24’ün öz kaynaklarına ek olarak Özgürlük İçin Friedrich Naumann Vakfı’nın katkısıyla gerçekleştiriliyor.
Bir Açık Hava Hapishanesi Olarak Haber Merkezi: Türkiye Medyasında Yozlaşma ve Sansür ile
Ayrımcı Dile Karşı Habercilik Kılavuzu, ulusal ve yerel medya mensupları ile üniversitelerin iletişim fakültelerine ücretsiz olarak dağıtılıyor.
P24 Medya Kitaplığı kapsamında yayımlanan kitapları edinmek isterseniz,
info@platform24.org adresinden bize ulaşabilirsiniz. (P24)
Etiketler:
p24
, medya
, kitaplık
, yavuz baydar
, mahmut çınar
,yonca poyraz doğan
, tayfun ertan
,barış soydan
, rana şenol