Çekin elinizi “kutsal”ımızdan. O trenler ve bu hayat bizim! Bu işin oluru yok. Trenden ahlâk bekçisi üretmeyin. Gülünç oluyorsunuz.
“AB yanlısı grupların” fişlenmesini isteyen bir Kara Kuvvetleri Komutanlığı… Fişlemeyi kaymakamlıklardan istiyor, Genelkurmay da haberi doğruluyor.
Sibel, Milas’ta işkence gördü, tecavüze uğradı, ellerinden kurtuldu. Fuhuş çeteleri ise işlerine devam ediyor, kadınları pazarlayıp para kazanıyorlar.
“Diktatörlük altında yaşıyoruz” diyemem. Ağzıma biber sürerler. “Diktatörlük değil otoriter bilmem ne” derler. “İnce ayar tanımcıları” diyorum onlara.
Bir ülkede işkence varsa sorumlusu ve suçlusu sadece işkenceciler değil, göz yuman, duymazdan gelen ve “oh olsun!” diye düşünen herkestir…
AYM, AİHM kararlarını yok sayan, suçsuz birisine “müebbet” veren bir mahkeme başkanı bugün avukat olmuş. Bakalım kimleri nasıl savunacak…
“7 Ekim 2014’te Mazlum’un Kulp’taki düğünde olduğu kesin. Hem emniyet araştırdı hem düğün sahibi dinlendi. Mazlum, cinayetlerden sorumlu tutulamaz.”
Mahşerden önce hakikat diyenin hâli buymuş. Huylu huyundan vazgeçmeyecek, zalimlere inat devam edecek bu kavga. Hepimize yine yeniden rastgele.
Ailede Ismayıl dayıma benzetirlerdi beni. Hayalci ve sorumsuz anlamında. Aile işte. N’apcan? İdare etcen.
Tüm siyasi partiler ve STK’lar, yanımızda mısınız? Yoksa bizi, AKP’nin insafına mı terk edeceksiniz? Bıçak kemiğe dayandı!
Güncel bilgilerilerden /duyurulardan haberdar olmak için mail listemize kayıt olun.