Dolandırıcıyı dolandırmak

Hoffenberg, kötü adamımızı kendisine danışman yaptı. Ona 25 bin dolar maaş ödüyordu. Bir defa da, iki milyon dolar borç verdi. Borç ödenmedi

ÜMİT KIVANÇ

23.08.2019

2019 Temmuz’unda USA Today gazetesinde çıkan haberde, Stephen Jude Hoffenberg ile Leslie Wexner adlarında iki adam, kötü kahramanımız Jeffrey Epstein’in “hayatını değiştiren iki kişi” olarak gösterildi. Les Wexner, meşhur Victoria’s Secret’i de bünyesinde bulunduran dev holdingin sahibi, milyarder. Epstein’e bütün işini gücünü emanet etmiş, onu yükseltip asla erişemeyeceği yerlere eriştirmiş kimse. Kendisiyle birazdan karşılaşacak, dizi boyunca beraber olacağız. Şimdilik onu görmezden gelelim, Hoffenberg’e geçelim. Bu adam, dolandırıcılıktan 18 yıl hapis yatmış biri. Beraber çevirdikleri işlerin, Epstein’in ilk birikiminin kaynağı olduğunu iddia ediyor.

Bear Stearns firmasının gelecek için umut bağladığı, “yoksul, akıllı, zengin olmaya tutkulu” genç Epstein, kısa zamanda yükseldi, firmanın sınırlı ortağı konumuna ulaştı. İşler yolunda gözükürken, 1981 yılında birdenbire firmadan ayrıldı. Daha sonra bir malî soruşturmada ifade verirken, şirketteki bazılarının işten ayrılmasını “sekreterlerden biriyle gayrimeşru ilişkisine” dayandırdığını, bunu doğru olmadığını, patronları tarafından bir dostuna hisse aldırırken yanlış iş yaptığı gerekçesiyle sorgulandığını anlatacaktı. 2003’te, Vanity Fair’de “hiçbir yerde iz bırakmadan işlerini yürüten gizemli finansçı” üzerine ilginç ve ayrıntılı bir röportaj kaleme alan Vicky Ward’a ise ayrılışının sebebini “kendi işimi kurmak” diye açıklayacaktı. Bir katakulli çevirmiş, firma, itibarına halel gelmesin diye işi gizli tutmuş, Epstein’i uzaklaştırmakla yetinmişti; kendisi de boğuntuya getiriyordu, ne olduğu tam bilinmiyor, ama şurası kesin: bir borsa-finans suçu işlemişti. (Gerçekte bir değil birçok suç sözkonusuydu.) Sahiden “kendi işini” kuruyordu.

Bu şaibeli vaziyet, seneler sonra, bankanın CEO’su James Cayne’in, Epstein hakkında yazı hazırlayan gazeteci Vicky Ward’a Epstein’in muhteşem beynini ve bankaya katkılarını övmesine engel değildi. Zengin ve başarılı adamların kadın gazetecileri etkilemek için yanlarında çalışmış birini överek aslında kendilerini yüceltmelerinde beklenmedik ne olabilirdi? Yalnız o CEO mu? Bankanın eski başkanı (vaktiyle Epstein’i işe alan) Alan “Ace” Greenberg de, The Limited’in (Victoria’s Secret) milyarder sahibi Leslie Wexner de Epstein’le ilgili yazı hazırladığını öğrendikleri gazeteciyi aramışlar, ünlü emlakçı Marshall Rose onunla buluşmuş, hepsi, Epstein’in parlak, yaratıcı zekâsı, entelektüel cesareti hakkında methiyeler düzmüşlerdi. Erkekler dünyasındaydık. Zengin erkekler. Biri hakkında anlatılacak hikâyenin ucunun hepsine dokunabileceğini hissedecek kadar tecrübeliydiler. Hep beraber yücelmezlerse hep beraber risk altında olabilirlerdi. Sınıf bilincine sahiptiler.

Aynı sınıf bilinci, bankadan netameli bir şekilde ayrılan Epstein’in yıllar sonra Bear Stearns’in hisselerini alıp satmasını, bankanın yatırım fonuna 50 milyon dolar koymasını da mümkün kılmıştı. 2008 krizinde Epstein bu yüzden epey para kaybetti.

1980’lerde Jeffrey Epstein henüz bu kadar parayla oynayacak konumda değildi. 1987’ye kadar J. Epstein & Co. adı altında şirket kurup kendi kendine takıldı. Kayda değer bir iş başarısı, elde ettiği önemli bir servet yok bu arada. 1987’de Londra’da, Britanyalı silah ve askerî malzeme satıcısı Douglas Leese, Epstein’i Stephen Hoffenberg’le tanıştırdı. Epstein tanışma faslını farklı hatırlayacak, kendilerini daha sonra adalet bakanlığı yapacak olan John Mitchell’in tanıştırdığını ileri sürecekti. Epstein kılavuzu, madde 1: her sorunun en az iki cevabı vardır.
 
“İnsanlar onu sevdiler”
 
Hoffenberg dalavera sektörünün gediklisiydi ve kendi ifadesine göre sürekli tâkibat altındaydı. Towers Financial Corporation diye bir firması vardı. Borç satın alan bir “toplayıcı” kuruluş. Ödenmemiş borçları devralıyor, toplayabildiği kadarını topluyordu. 1986’da yatırım ve leasing işlerine de girdi, 1200 kadar çalışanı vardı, cirosu 95 milyon dolardı. Hoffenberg, New York Post gazetesini almış, Trump Tower’da bir kat kiralamıştı. Finans piyasası elitlerine nazîre, şöförlü lüks arabalarla geziyor, sürat tekneleriyle heyecan yaşıyor, 21 metrelik lüks yatında keyif çatıyordu.

Leese, tanıştıracağı kişi hakkında Hoffenberg’e şöyle demişti“Adam bir dahi. Tahvil satışında müthiş. Ve ahlâkî pusulası yok.”

Stephen Hoffenberg, kötü adamımızı kendisine danışman yaptı. Ona ayda 25 bin dolar maaş ödüyordu. Bir defa da, iki milyon dolar borç verdi. Borç ödenmedi. Hoffenberg, “Ona avansları veriyordum, çünkü bu işin yürüyeceğine inanıyordum,” diye anlatacaktı sonradan. Her şeyi satabiliyordu. İnsanlar onu sevdiler.” Epstein 1987-93 arasında Hoffenberg’le birlikte çalıştı. Hoffenberg de onu sevmişti.

Epstein gösterişe düşkündü ve nasıl yapılacağını biliyordu, bu da Hoffenberg’in hoşuna gidiyordu. Çok zengin bir kadınla çıkacağında Rolls-Royce kiralayıp herkesi arabanın kendisinin olduğuna inandırabiliyordu. İşe yarayabilecek sosyal ilişkileri vardı.

İki adamın kafa kafaya verip çevirdikleri ilk dolap, İllinois’deki iki sigorta şirketini ele geçirme girişimiydi. Bu firmalar hortumlandı, paralar, iki havayolu şirketini, Pan-Am ve Emery Air Freight’ı elde etmek için kullanıldı. Epstein’i “altı senedir Pan-am’ı yakından bilen uzman” diye sunmaya kalktılar. Öbür şirkete sahte belgeler hazırladılar. Eski donanma bakanlarından John Lehman, Nixon’un başkanlığında adalet bakanı olan John N. Mitchell ve eski başkanın kardeşi Edward Nixon’ı “danışmanlarımız” diye gösterdiler. Yine de bu işlerde başarı kazanamadılar.

Saadet zinciri türü dalaveradaysa 460 milyon dolar götürdüler. Çoğu, orta halli insanların birikimleriydi. Yüzde 12-16 kazanç vaat ederek toplamışlardı bunları. Parayı esas olarak havayolu şirketlerini ele geçirmeye çalışırken harcamışlardı. Fakat ne kadarını?

Hoffenberg yakayı ele verdi, 18 yıl hapse mahkûm oldu; Epstein sıyırdı.

Hoffenberg, o kadar yatıp çıktıktan sonra, yaklaşık iki yüz bin tasarruf sahibinin paralarını iç ettikleri, bizdeki banker skandallarını hatırlatan tezgâhın “mimarının” Epstein olduğunu ileri sürdü. Onun için, “Yetenek, karizma, dehâ, suç dehâsı,” dedi Washington Post’a“Çok para getirecek bir şey bulmuştuk. Adına Ponzi (saadet zinciri) dedik.”

Hoffenberg, artık tek amacının dolandırdıkları insanlara paralarını geri vermek olduğunu iddia ediyordu. Tezgâhın kurbanlarıyla birlikte Epstein’e karşı dava açmaya kalktı, ama “kendi dolandırdığın insanlarla bir olup dava açamazsın” denince davayı geri çekti. Birikimini kaptıranlardan biri, Hoffenberg’in kendisini aradığını, parasını geri vermek istediğini gazetecilere doğruladı. Peki bunu nasıl yapacaktı? “Parayı alıp kaçandan tahsil edecek”ti! Hoffenberg’in dilinde Epstein “parayı alıp kaçan”dı. Üstelik bu kıdemli dolandırıcıya bakılırsa, Epstein parasının büyük bölümünü yurtdışına aktarmıştı. “Nerede olduğunu bile biliyorum,” diyordu Hoffenberg; ama söylemedi.

Geçen yıl, 2018’de, para kaptıranlardan iki kişi Epstein’e karşı dava açtı. Ancak iki ay sonra davalarını geri çektiler. Ne karşılığında? Tehdit mi para mı? İkisi de mümkün. İleride göreceğimiz üzre, Epstein parayı kullanarak birilerini sindirme, susturma konusunda hayli becerikliydi.
 
Valla, 25 sene önceydi”
 
Bu adam sözkonusuysa zaten gizem kuraldı. Onun hem parayı kapması hem de mahkeme dosyasında adı geçiyorken birden savcılara görünmez olması elbette garipti. Mahkemede savcı yedikleri haltları bir bir ortaya dökmüştü. Buna rağmen, Epstein’in adı dosyadan uçuvermişti. Aynı savcı, Edward Kohler, bunun sebebi şimdi kendisine sorulduğunda, “Size bütün söyleyebileceğim,” dedi, “bu 25 sene önceydi. O zamandan beri bunun hakkında düşünmedim.”

Washington Post muhabirleri başka savcılara da sordular. Onlar da, asıl hedefin Hoffenberg olduğunu, savcılarla işbirliği yaptığı için Epstein’in suçlanmadığını söylediler. Ancak İllinois eyaleti yetkililerinden biri, o süreçte Epstein’e hatırı sayılır miktarda para aktarıldığını, onun gizemli servet birikiminin başlangıcını burada aramak gerektiğini belirtti.

Hapis yattığı süre boyunca Hoffenberg’i Washington’dan bir avukat, Gary H. Baise temsil etmişti. 2013’te Hoffenberg hapisten çıktığında Baise ve eşi onunla buluştular. Hoffenberg, beklenmedik ve tuhaf bir davranışla, onları alıp Epstein’in evine götürdü. Genç bir kadın -aksi mümkün müydü?- kapıyı açtı, kim olduklarını sorup içeri gitti. Döndüğünde kapıyı suratlarına kapattı.

Çarpılan kapının yüksekliği 4,5 metreydi ve yedi katlı, 1950 metrekarelik bir konuta aitti. Jeffrey Epstein, Manhattan’ın en büyük özel konutlarından birinde oturuyordu. Buraya tek kuruş harcamadan sahip olmuştu. Evi ona Victoria’s Secret’i de bünyesinde bulunduran L Brands’in sahibi Les Wexner devretmişti.

"Bir Erkeklik ve Zenginlik Öyküsü" yazı dizisinde önceki bölümler:
1- Çünkü bu “onların” hikâyesi
 
2- Hepsi aynı şeyleri anlatıyordu
3- Polisler, savcılar, avukatlar
4- Anlaşma ve ayrıcalıklı hapislik
5- Zenginler hapiste nasıl yaşar?
6- Tam CEO'nun aradığı tip!