
Kopukluk ve “Anadolu Kırılması”
Ekonomik krizin uzatılmış biçimde sürüp gitmesi ve hatta dişlerini sürekli daha sert biçimde halkın geniş kitlelerine geçirmesi, kötü yönetime yönelik algıların artması ve faturanın başkanlık sistemi ile sistemin odağında Cumhurbaşkanlığına kesilmesi, Yozgat’ta su yüzüne çıkan “Anadolu Kırılması”nı yaşattı

“Geçmişe yeniden bakmak” mı? Peki!
Tamam, silahlara veda edilsin, PKK kendini feshetsin, legal, yasal, demokratik mücadele esas olsun ve devlet de bir parça dünya alemi şaşırtsın, barış ve demokrasiye şans veren icraatlarıyla kendini göstersin… Ama bu yeni duruma “Mustafa Kemal-İsmet İnönü beraberliği Türk-Kürt kardeşliğidir” gibi mesnetsiz gerekçeler icat etmek, zaten bıçak sırtındaki “sürece” katkı mı sunar, zarar mı verir?

“AB’ye girelim ama onurumuzla girelim” diyorlardı birileri değil mi???
Türkiye AB üyesi olursa kendine gelmeye başlar, olmazsa da başımıza gökten taş yağmaz ama bugünü bile arayabiliriz yarın, zaten bugün yaşananlar vatandaşların çoğunluğu için gökten başlarına taş yağmasından pek farklı değil, inanmazsanız, anayasal haklarını kullandıkları için geçtiğimiz bayramı hapishanede geçiren gençlerimize bir sorun

Okumalar, değinmeler
Nasıl oldu da, İsmet Hanım’ın kimseye iç dökemeyişini, derdini buraya bağladım bilmiyorum. Ama, çelik kapı ardına sığınmışlar ile bodrum kat’ta yaşayan adam’ın aynı binada, ortak yaşam alanında iken birbirlerinden habersiz, mesafeli olmalarına takılıyorum

“Yerli, milli ve anti emperyalist” olmak iyi de…
Emperyalizme karşı olmak bir “bağımsız” olmak sorunudur. “Emperyalizm” olarak tarif ettiğiniz güçlere karşı “bağımsız” olmanızın güvencesi ise, kuşkusuz, ekonomik, askeri, siyasi ve dolayısıyla uluslararası ilişkilerde kendi politikalarınızı uygulayacak, kendi çıkarlarınızı esas alacak kudrette olmanız ile mümkündür

Basın Tarihi: Yapay Zekânın İlk Gazetesi…
18 Mart’tan bu yana, İtalyan gazete bayilerinde, Il Foglio’nun her nüshasının yanında tuhaf bir ek yer almaya başladı. Orada her sabah yayınlanan yirmi makalenin hiçbirinin yazarı yok. Hepsinin başında ‘Yapay zekâ ile oluşturulmuş metin’ ifadesi yer alıyor

Okumalar değinmeler
Adlarını saydığım yazarlar sırasıyla İtalyan, Fransız ve Danimarkalı. Ve hepsi de kendi örnekleri ile aynı şeyi söylüyor: tuzu kuru olanların, tuzu yaş olanları yok sayan bakışsızlığı. Şule Çiltaş ile Türkiye dahil, dört farklı ülkenin yazarı, aynı üstenci tutumun altını çiziyorlar. Enteresan bir ortaklık. Bu durumda yerli, milli gibi şeysiler nerede kalıyor?

Her taşın altından çıkıyor: Emperyalizm!
İnsanları sokağa döken nedenleri anlamak yerine her eleştiri ve toplumsal protestoyu “emperyalizme bağlamak” insanların aklıyla, fikriyle, zekâsıyla düpedüz alay etmekten başka bir şey değil ve aslında bir çaresizlik ve sıkışmışlık, söyleyecek sözü olmamak halinin itirafı…

Gazetecilere kumpas, medya kuruluşlarına tehdit
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla devam eden sokak eylemleri yaklaşık 10 gün boyunca aktif bir şekilde sürdü. Bu 10 günlük süre boyunca onlarca gazeteci eylemleri takip ederken polis şiddetine maruz kaldı. 14 gazeteci gözaltına alındı, sekizi tutuklandı.

Mehmet Şimşek işini beceremedi
Mehmet Şimşek’in göreve başlamasının üzerinden yaklaşık iki sene geçti, iki ay sonra tam iki sene olacak ama yıllık enflasyon oranı iki senedir pek değişmiyor, en kötüsü de toplumun geniş kesimlerinin enflasyon beklentisi, ki bu olumsuz beklentinin enflasyon üzerinde etkisi çok yüksek, artış gösteriyor